Değişen sadece zaman değil, zamanı yaşama biçimleri de farklılaşıyor günümüzde. Ekonomik sıkıntılardan ve stresten bunalan insanlar, tatillerini bir masal gibi yaşamak istiyorlar artık. Bir kültürel ve sosyal etkileşim, yaşama zenginliği, farklı mekanlarda kendini bulma biçiminde özetlenecek tatil anlayışı, macera ve sessizliğin bir arada bulunabileceği alanlara kayıyor giderek.
Birçok ülkede olduğu gibi ‘3 S’ (sea, sun, sand) olarak tanımlanan ‘deniz, güneş, kum’ tatil anlayışı pek bilinmeyen saklı cennetlere yöneliyor bu nedenle.
Son yıllarda ülkemizde yayla turizmine artan ilgi, her sezon hızla büyüyor. Gerek farklı kültürlere duyulan ilgi, yaz sıcaklarının kavurucu etkisinden uzaklaşmak ve yeni yerler keşfetmek adına gezginler, yaylaları tercih ediyor.
Yayla ve yaylacılık
Tarihsel olarak göçebe bir toplumdan gelen Türkler için yaylacılık, kültürel ve ekonomik bir olgu olduğu kadar geleneksel bir yaşam biçimidir aynı zamanda. Yazın sıcağından serinlere kaçmak, yemyeşil çayırlarda hayvanları otlatmak ve kışa saman depolamak için yılda birkaç aylığına da olsa yükseklere çıkar Anadolu insanı.
Kışın genellikle boş kalan, ilkbaharla birlikte şenlenen ve yaz mevsimi boyunca kullanılan yaylalar, hayvancılıkla geçinen köylülerin yazlık mekanlarıdır. Yayla zamanı; bölgesine göre genellikle Mayıs ortası gibi başlar en geç ekim ayı sonu arasındaki dönemdir.
Keçiler, koyunlar, inekler özenle sağılır, peynirler basılır bidonlara. Sahildekiler sıcakla boğuşurken, geceleri efil efil esen rüzgâr battaniyelere sarınacak kadar üşütür insanı.
Evlerin yapımında kullanılan malzemeler bölgenin coğrafi koşullarına göre farklılık gösterir. Akdeniz’de taş, İç Anadolu’da kerpiç veya ahşap-taş karışımı, Karadeniz’de sadece ahşap veya ahşap-taş karışımı, Doğu Anadolu’da ise taş yapılar göze çarpar. Bazı yaylalarda ise yapı bulunmaz sadece geçici çadırlarla idare edilir.
Türkiye’de yayla tatili
Bulutlarla ve gökyüzüne komşu yayla tatilinde gezginleri ne bekler?
Gün ışırken yeni yeni tutuşmaya başlayan odunların çıtırtısında uyanılır yaylalarda. Fırında pişen ekmekle taze sütün kokusunun iştah kabarttığı bir yöresel kahvaltı sofrasına oturulur ardından. Yoğun oksijen depolayıp kendinizi doğaya atarsınız sonra.
Genellikle yüksekliği 2000-3000 metre arasında değişen düzlüklere konumlanan yaylalar, farklı ağaç topluluğundan oluşan yemyeşil orman dokusu veya envai çiçekten yayılan kokulardan sarhoş olacağınız alpin çayırlıklarla çevrilidir. Sis, nem, yoğun bir orman dokusu ve çağıldayarak akan dereler arasında yürüyüş yaparak keşfe çıkarsınız.
Yol boyunca turuncu gelincikler, sarı düğünçiçekleri, ormangülleri ve adını bilmediğiniz bin bir çiçek yarenlik eder size. Doğanın eşsiz armağanları bu kadarla sınırlı değil elbette. Yükseldikçe ağaçlar yerini çıplak tepelere bırakır ve kendinizi bulutların üzerinde yalnız ve mağrur hissedersiniz.
Yayla tatilinin olmazsa olmazlarından biri de yayla şenlikleridir. Her bölgede yaz ve kış aylarında geleneksel yayla şenlikleri organize edilir.
Kadırga Yaylası’nda on binlerce kişinin katıldığı ünlü festival, Elevit’te ot biçme, Amlakit’te Vartevor, Pokut’ta göç şenlikleri, Ayder’de ‘Kardan Adam’ ile Kültür Sanat ve Doğa Festivali, Petran’da ‘Lazboard’, Anzer’de Anzer Balı, Tozköy’de Likapa şenlikleri bir bayram yerinde eğlenen çocuklara benzetir yaylaları.
Karadeniz’de sabahlara kadar horon tepilir, tulumlar susmak bilmez. Doğu Anadolu’da halay çekilir, Toroslarda ise kaval ve delbek eşliğinde oyunlar oynanır.
Yayla şenlikleri arasında tarihselliği ile Vartevor ön plana çıkar. Farsça, Oğuzca, Kürtçe ve Ermenicede rastlanan bu sözcük, çeşitli kaynaklara göre ‘Gül Bayramı’ anlamına geliyor.
Rize’de Vartevor Şenlikleri, ot biçme işleminin bitiminde ya da köydeki işlerin ardından yaylada toplanma vakti geldiğinde düzenlenen bir eğlence olarak anılıyor. Kökeni ya da kelime anlamı ne olursa olsun bu şenlikler, geçmişte olduğu gibi günümüzde de aynı heyecanla kutlanmaktadır.
Karadeniz yayla tatili
Yayla tatili denilince ilk akla gelen Karadeniz yayla tatilidir elbette.
Batı Karadeniz’de Bolu, Sakarya, Düzce ve Kastamonu; Doğu Karadeniz’de ise Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Artvin yaylaları, gezginlerin aradıkları mekanlardır.
Özellikle 383 yayla ve mezrasıyla Gümüşhane ile 225 yaylasıyla Rize illeri ön plana çıkar. Aradığınız huzur ve konforu bulabileceğiniz en önemli yaylalar, Doğu Karadeniz Bölgesi’ne yayılmaktadır.
1. Doğu Karadeniz yaylaları
‘Yaylaların Bodrum’u’ olarak niteleyebileceğimiz Rize ili Çamlıhemşin ilçesindeki Ayder Yaylası, yüze yakın otel ve pansiyonuyla ilk tercihlerden biridir. Ülkemizde yayla denilince ilk akla gelen, Karadeniz Bölgesi’nin en gözde mekanı olan Ayder, kaplıcası ve eşsiz doğal güzellikleriyle son yıllarda en çok turist çeken yaylalardan biri.
Hep yeşil kalan ladin ve çam ağaçlarının, sarıdan kırmızıya dönüşen gürgen, kestane, kayın ve köknar ormanlarının sınırında olan bir vadiye konumlanan yayla, dört mevsim farklı bir güzelliğe bürünür.
Ayder Yaylası, ülkemizin dört mevsim iç ve dış turizme hizmet eden en önemli yaylasıdır. Yerleşimi ortasından geçen karayolunun her iki yanına sıralanan otel ve pansiyonlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıca kamping yapmak isteyenler için de pek çok alan mevcut.
Yayla içinde kır kahvesi, lokanta, bakkal, kasap, manav, tuvalet vb. temel ihtiyaç olanakları var.
Yayla aynı zamanda Avusor, Huser, Yukarı ve Aşağı Kavron, Palakçur, Aşağı ve Yukarı Çaymakçur ile Aşağı ve Yukarı Kaçkar yaylalarına ulaşmak için önemli bir kavşak noktasında yer alır. Yukarı Kavron ve Avusor yaylalarında konaklama tesisi mevcuttur.
Ayder otelleri – Fiyatlara hemen göz at
Rize’nin en önemli yaylalarından biri olan Pokut, Çamlıhemşin ilçe merkezine 18 kilometre mesafede yer alıyor. 2032 metre yükseklikteki Pokut, dinginlik arayanların sığındığı özel bir mekan.
Yörenin özgün mimarisinden örnekler sunan yayladan açık havalarda Karadeniz’i ve Kaçkarları seyretmek mümkün. Çamlıhemşin-Zilkale güzergahındaki Şenyuva köyünden sola kıvrılan oldukça bozuk bir toprak yolla çıkılan yaylada 5, komşusu Hazindak’da ise 1 pansiyon bulunuyor.
Pokut Yaylası’nda önerdiğimiz konaklama: Demircioğlu Pokut Dağ Evi
Pokut Yaylası’nın konumlandığı Palovit Vadisi’nde ayrıca Paliovit ve Amlakit yaylalarında konaklama tesislerinden faydalanılabiliyor.
Doğu Karadeniz yaylaları arasında en güzel manzaraya sahip olan Kito’da, açık havalarda hem Fırtına Vadisi’ni hem de Kaçkarların görkemli manzarasını seyretmek mümkün.
Çamlıhemşin ilçesine 32, Hemşin ilçesine 28 ve Çayeli ilçesine 55 kilometre mesafedeki yaylada iki pansiyon hizmet veriyor. Yerel halk tarafından ‘Gito’ olarak da anılan yaylanın aşağı kısımları ormanlık, üst kısımları ise çayırlarla kaplı. Pek fazla yeni yapı bulunmayan yaylanın tüm evleri bir tepeye art arda sıralanmışlar uslu çocuklar gibi.
Yamaca yaslanmış evlerin penceresinden sis perdesinin vadi koridorunu doldurmasını izlemenin mükemmel bir görüntü yarattığı yaylada 2 pansiyon hizmet veriyor.
Balıyla ünlü Anzer Yaylası İkizdere yerleşimine 34 kilometre uzaklıkta bulunuyor. 2105 metre yüksekliğindeki Anzer; Ballıköy ve Çiçekliköy olmak üzere iki mahalleden oluşuyor.
Dar ve derin bir vadi yatağındaki yayla, alpin çayırlıklara yayılmış değişik tür çiçekleriyle bir renk cümbüşünü andırıyor. İki pansiyon ve bir misafirhanenin bulunduğu yayla, 1991 yılında turizm merkezi ilan edilmiş.
Anzer Yaylası çevresinde görülen pek çok endemik bitki bölgede botanik turlarının yapılmasına imkan sağlamaktadır. Ayrıca vadi sonundaki yamaçlarda yer alan 9 farklı göle günübirlik yürüyüşler yapılabilmektedir.
Pek çok yeri hala keşfedilmemiş doğal bir cennet olan Rize ilinin eşsiz doğal güzelliklerden biride Marselavat Vadisi. Ormanın yeşiliyle bütünleşmiş kahverengi ahşap evleriyle Komati Yaylası, vadinin Altıparmak Dağları’ndan kopup gelen Durak Deresi’nin kıyısına kurulmuştur. Komati ve yakınlarındaki Didingola Yaylası’nda bulunan otellerde unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Rize’deki konaklama seçeneklerine göz at
Karadeniz Bölgesi’nin yaylalar diyarı olan Gümüşhane’nin mis gibi çiçek kokan yemyeşil yaylalarında buz gibi sular içebilir, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan huzur içerisinde günü tamamlayabilir, geceleri evrenin sonsuzluğuna tanık olabileceğiniz binlerce yıldızı seyredebilir, oksijen fazlalığından tan vaktiyle birlikte uyanıp neşe içerisinde güne başlayabilirsiniz.
Özellikle Kürtün ilçesi Kazıkbeli, Erikbeli ve Kadırga yaylalarında pansiyon ve otel bulunduğunu hatırlatalım. Çadırlarını yanlarında taşıyanlar ise Torul ilçesi Gümüştuğ köyü Yılanlı ve Dulğa yaylalarında mutlaka kamp kurmalılar.
Doğu Karadeniz’de ayrıca Ordu Çambaşı ve Perşembe, Giresun Kümbet ve Bektaş, Trabzon Şolma, Hıdırnebi, Uzungöl (Şerah) ve Demirkapı (Haldizen) yaylaları konaklama tesisleri ve doğal güzellikleriyle siz gezginleri beklemektedir.
Son olarak bölgede ziyaret edeceğiniz Artvin ili Ardanuç ilçesinde Bilbilan (Bülbülhan), Şavşat ilçesinde Arsiyan, Beyazsu ve Sahara ile Yusufeli ilçesinde Olgunlar yaylaları, yürüyüş sever tatilcilere basit pansiyonlarıyla zengin alternatifler sunmaktadırlar.
2. Batı Karadeniz yaylaları
Batı Karadeniz Bölgesi’nin en önemli yaylaları Bolu il sınırlarında görülebilir. İl merkezine yakın konumdaki Aladağ yaylaları ulaşım açısından kolaylığı ile biliniyor.
Köroğlu Dağları eteklerine Kızık, Alpagut, Bıyıklar, Taşlıyayla, Başalan, Ayman, Sebenardı, Gerenözü, Haydar, Karapınar, Haccağız, Vakıfgeçitveren, Örencik, Demirciler, Yeniakçakavak, Alıçören, Sarıalan, Dörtdivan, Kındıra yaylaları dizi dizi sıralanıyor.
İsteyenler Aladağ İzci Kampı, Sarıalan ve Yeniakçavak yörelerindeki konaklama tesislerini kullanabilirler.
Yaylalar diyarı Bolu’nun diğer yüksek mekanları, 1350 metre rakımdaki Abant Gölü çevresine konumlanıyor. Çeşmeli, Bulanık, Mangır, Örencik, Pelitözü, Samat gibi yaylalarda tatil yapmak isteyenler, Bolu-Abant Gölü karayolundaki her bütçeye hitap eden otel ve pansiyonları merkez olarak seçebilirler.
Önerdiğimiz Abant oteli: Abant Göl Evleri
Göynük ilçesinin kuzeyindeki Kapıorman Dağları üzerine serpişen Bulanık, Değirmenözü, Hacımahmut, Gökçesaray, Kılavuzlar, Kaşıkçışeyhler, Karapınar, Çubuk, Karabey ve Arıkçayırı yaylaları; ilkbaharda sarı, sonbaharda ise mor çiğdemlerle süslenir. Göynük merkez veya Sünnet Gölü’nde konaklayarak söz konusu yaylaları ziyaret edebilirisiniz.
Göynük otelleri – Fiyatlara hemen göz at
Eğer doğaya sevdalıysanız Düzce ilinde Topuklu, Eğreltilik, İkizler, Sakarca, Sinekli, Torkul, Derebalık, Odayeri, Pürenli, Balıklı ile Sakarya kentinde Çiğdem, Acella, Sultanpınar ve Karagöl yaylalarını mutlaka görmelisiniz. Acella, Sultanpınar ve Topuk yaylalarında konaklama tesisleri olduğunu belirtelim.
Düzce otelleri – Fiyatlara hemen göz at
İç Anadolu Bölgesi
Yaylalar konusunda Ankara iline ayrı bir parantez açmak gerekir. Özellikle kentin kuzey ve kuzeybatısını sarmalayan ormanlık alanların bulunduğu Çubuk, Güdül, Çamlıdere ve Beypazarı ilçeleri; Anadolu coğrafyasının yaylacılık geleneğini yansıtan en iyi örnekler arasında günümüzde.
Çamlıdere ilçesinde Benli, Beypazarı ilçesinde Eğriova, Güdül ilçesinde Sorgun ile Çubuk ilçesinde Yıldırımevci, Yıldırımelören ve Yıldırımaydoğan yaylaları kaçırılmaması gereken doğal güzellikler arasında.
Tüm yaylalarda kamp kurabileceğiniz gibi Eğriova Göleti kıyısındaki tesiste geceleyebilirsiniz.
Ankara’daki konaklama seçeneklerine göz at
Marmara Bölgesi
Yayla tatili meraklılarına ayrıca Marmara Bölgesi’nde Kocaeli Menekşe ile Yalova Erikli ve Delmece yaylalarını tavsiye ederiz.
Doğa yapıları biraz bozulsa da Tokat ili Niksar ilçesi Çamiçi, Antalya ili Kaş ilçesi Gömbe, Mersin ili Tarsus ilçesi Çamlıyayla (Namrun) ve Adana ili Pozantı ilçesi Tekir yaylaları diğer tatil seçenekleri arasında. Adı geçen tüm yaylalarda otel ve pansiyonlar bulunuyor.
Otel fiyatlarına hemen göz at
Tatilin için uçak biletine ihtiyacın varsa fiyatları hemen karşılaştır
Kiralık araç fiyatlarına göz at
Okumaya devam et: