Roma ve kültür, tıpkı spagetti ve köfte kadar birbirini tamamlar. Roma’yı bir hafta sonu şehir kaçamağında, tüm bir hafta boyunca veya daha uzun süre de ziyaret etsen, neredeyse 2800 yıllık bir geçmişe sahip bu “Sonsuz Şehri” keşfetmek bir ömür boyu sürer.
Seni doğru yönlendirmek için, işte doğrudan güncellenmiş şehir rehberimiz momondo places’ten aldığımız, Roma’da gezilecek ve görülecek en iyi yerler ve kültürel deneyimler hakkındaki 10 ipucumuz. momondo places’i hemen indir – tamamen ücretsizdir!
Galleria Borghese
Villa Borghese’nin yeşilliklerinin arasına kurulmuş Galleria Borghese dünyanın en zengin sanat koleksiyonlarından birine sahiptir. Kardinal Scipione Borghese (1557-1633) özellikle iki sanatçıyı el üstünde tutuyordu ve ikisi de dünya sanat sahnesinin parlak yıldızları arasındaki yerlerini aldı: heykeltıraş Gian Lorenzo Bernini ve ressam Caravaggio.
İkisi de, muhteşem ve hayranlık uyandırıcı yeteneklerini sergileyen eserlerle Galleria Borghese’de bolca yer bulmaktadır. Burada sergilenen dünyaca ünlü başka eserler de bulabilirsin, mesela Antonio Canova’nın olağanüstü heykeli Venus Victrix gibi. Zamanına göre oldukça sıra dışı olan bu heykel, yarı çıplak Pauline Borghese’yi temsil etmektedir.
Müzeyi ziyaret ederken harikulade tavana göz atmayı da unutma. Çoğunlukla trompe-l’oeil tekniğiyle resimlendirilmiş tavan, bakan kişiye üç boyutluymuş hissi veriyor. Müzeyi ziyaret etmeden önce rezervasyon yapman gerektiğini de belirtelim.
Nerede: Piazzale del Museo Borghese 5
Tel: +39 06 84 13 979
San Luigi dei Francesi
On altıncı yüzyılda inşa edilmiş San Luigi, aslında Roma’da bulunan bir Fransız ulusal kilisesi olsa da, genel hatlarıyla burası gururlu bir İtalyan’dır: Contarelli şapelini ziyaret ederek, ışık ve gölgenin Barok ustası Caravaggio’nun elinden çıkmış dev tablolara hayranlıkla bakarken bunu sen de kabul edeceksin.
Buradaki üç eser Aziz Matta’nın hayatından sahneler sunmaktadır ve resimdeki karakterler de sanki arka planın kasvetli ortamından şapelin içine fırlayacakmış gibi harikulade bir şekilde ışıklandırılmıştır. Dikkat çekmekten hoşlanan biri olan Caravaggio, İncil’deki kişileri kir toz içinde sıradan insanlar olarak resmederek hizmetini sunduğu kişilerden büyük tepki gördü ve bu eserler asılmadan önce eserlerini “temizlemesi” gerekti.
Bu kadar fazla sanatsal ziyafetin arasında San Luigi’nin diğer bir hazinesini gözden kaçırmak çok kolay: Domenichino’nun muhteşem Azize Cecilia freski.
Nerede: Piazza di San Luigi de’ Francesi
Tel: +39 06 688271
Terme di Caracalla
Ünlü Caracalla Hamamı, MS 212-217 yılları arasında zalim bir imparator tarafından inşa ettirilmiştir. Ünlü yapıda yüzme havuzları, spor salonları, tesisler ve hamam bulunuyordu. Sımsıcak calidarium, ılık tepidarium ve soğuk frigidarium da dahil olmak üzere her tür hamamı burada bulmak mümkündü.
Burada, Antik Roma’nın sakinleri için, aynı anda 1.600 kişiye hizmet verebilen devasa hamam bölümleri bulunuyordu. Hayatın her dalından insanlar sık sık bu hamamları kullandı ve onlara bir köle ordusu hizmet etti. Yalnız, özel masaj tesislerine sadece zenginlerin girmesine izin veriliyordu. Burası, bir başka deyişle geçmişin fitness merkeziydi ve 300 yıldan fazla bir süre hizmet verdi.
Tüm bu parti ve eğlence 573’te Gotların istilasıyla sona erdi ve çok sonraları da hamamın zengin mermer dekorasyonu Farnese ailesi tarafından kullanıldı.
Nerede: Viale delle Terme di Caracalla 52
Tel: +39 06 39 96 77 00
Galleria Lorcan O’Neill
İrlandalı sanat tüccarı Lorcan O’Neill, bu yüzyılın başında, uluslararası modern sanat sahnesinin önemli ve yükselmekte olan isimlerini Travestere’deki bir alanda sergilemeye başlayarak Roma’nın özel galeri ortamını şiddetle sarstı.
O’Neill, Campo de’ Fiori yakınlarındaki bir 17. yüzyıl sarayı içinde yer alan dev bir alana kurulmuş galerisiyle yavaşlayacakmış gibi de görünmüyor. Temmuz 2014’te Jeff Wall ve Richard Long’un eserleriyle açılan bu yer, kısa bir süre sonra Rachel Whiteread ve Tracey Emin sergileriyle buluştu. Ancak O’Neill’ın programında sadece büyük isimler değil, gelecek vadeden genç sanatçılar da düzenli olarak yer buluyor.
Nerede: Vicolo dei Catinari 3
Tel: +39 06 6889 2980
Gerçeğin Ağzı
Cesaretin var mı? Gerçeğin Ağzı, yani La Bocca della Verità, göz, burun ve ağız olarak beş delikle tasvir edilmiş sakallı bir adam yüzüdür. Yüz şimdiye kadar haykıran bir orman tanrısı, bir nehir tanrısı ve bir kâhin olarak yorumlandı.
Ağzın bu kadar ilgi çekmesinin nedeni, onun aracılığıyla gerçeğin öğrenilebileceğine dair bir inanç. Söylentiye göre, eğer yalan söylediysen, elini korkunç ağza soktuğunda elin ısırılarak kopuyormuş. Bu hikâye seni bir efsaneyle sarmalayarak, ürkütücü ama aynı zamanda kışkırtıcı bir ortam yaratıyor. Gerçeğin Ağzı’yla ilgili en iz bırakan mit de, özellikle evlilik dışı ilişki yaşayanların ellerinin koptuğu yönünde.
Buna inanmayabilirsin ama zaman içerisinde Gerçeğin Ağzı gerçekten de birkaç masum insanı ısırmış. Yerel tarih kitaplarına göre, bunun müsebbibi de bu taştan yüzün ağzına akrepler yerleştiren şakacı insanlar ve bekçilermiş.
Gerçekleri söylediğini ispat etmek için cesaretini sergilesen de sergilemesen de, efsanelerden fırlamış bu yüze bakma fırsatını kullanmadan Roma seyahatin tamamlanmış sayılmaz.
Nerede: Basilica di Santa Maria in Cosmedin, Piazza della Bocca della Verità
Tel: Yok
MAXXI
Avrupa’nın en önde gelen kısa süreli tatil şehirlerinden biri olan Roma’nın hiç kuşkusuz Bilbao Etkisi’ne (Frank Gehry’nin Guggenheim Müzesi’nin İspanyol şehrine kazandırdığı imaj ve turizm patlamasıyla ortaya çıkmış bir deyim) ihtiyacı yok.
Yine de, İngiliz-Iraklı mimar Zaha Hadid’in göz kamaştıran yeni MAXXI (Museo d’arte del XXI secolo – Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi) binasının bir tarihi güzellik deposu olarak bilinen Roma’ya modern sanat ve tasarım konusunda ayrı bir hava kattığını inkâr etmemek gerekiyor.
Flaminio semtinin kuzeyindeki bu görülmeye değer cam ve betondan yapı, modern ve çağdaş sanata ve mimariye adanmış sürekli değişen sergilere düzenli olarak ev sahipliği yapıyor. Burada ayrıca açık hava masalarına sahip hoş bir kafe de bulabilirsin.
Nerede: Via Guido Reni 4A
Tel: +39 06 32 01 954
Ara Pacis
Ara Pacis, yani barış sunağı, İmparator Augustus’un Akdeniz’deki düşmanlarına karşı kazandığı zaferi kutlamak üzere MÖ 9 yılında inşa edildi.
1938’de, Mussolini sunağı günümüzdeki konumuna taşıttırdı. Nisan 2006’da ise Roma belediyesi dünyaca ünlü mimar Richard Meier ile birlikte büyüleyici bir proje başlattı: kısmen transparan bir kutu. Bu kurulum çokça tartışma, çekişme ve hatta münakaşaya neden oldu. Eski ve yeninin arasındaki mimari ilişkinin uygun olup olmadığına karar vermek için Ara Pacis’i bir de kendi gözlerinle görmelisin.
Nerede: Lungotevere in Augusta
Tel: +39 06 06 08
Galleria Doria Pamphilj
Galleria Doria Pamphilj, sanata ilgi duyan ziyaretçilerini kesinlikle mutlu edecek türden bir yer. Roma’nın en büyük özel sanat koleksiyonu, Giovanni Battista Pamphilj’in 1651’de Papa olarak atanmasıyla başladı. Yüzyıllar içerisinde, koleksiyon gittikçe büyüyerek adeta paha biçilemez hazinelerle dolu bir mücevher sandığı halini aldı.
Galleria Doria Pamphilj’de 400 tablo, heykel, sayısız ayna ve diğer değerli dekorasyon eşyalarından oluşan geniş bir koleksiyon seni bekliyor. Titian, Raphael, Vasari ve Caravaggio’ya ait tablolardan bazılarını da burada bulmak mümkün. Tüm bunların oluşturduğu ihtişam o kadar muazzam ki, galeriye ‘Roma’nın, Fransızların Versay’ına cevabı’ adı takılmış. Bu nadir mücevheri sakın kaçırma ve aynı adresteki harikulade Galleria degli Specchi’yi (Aynalar Galerisi) ziyaret etmeyi de ihmal etme.
Nerede: Via del Corso 305
Tel: +39 06 67 97 323
Villa Farnesina
1510’da tamamlanan bir Rönesans yapısı olan Villa Farnesina, Botanik Bahçesi’ne yakın bir yerde bulunur. Villa birkaç papaya da hizmet etmiş güçlü bir banka danışmanı olan Agostino Chigi tarafından inşa ettirilmiştir. Daha sonra 1590’da, bina ismini de aldığı Kardinal Alessandro Farnese’nin mülkiyetine geçti.
Bina özellikle, diğer birkaç sanatçıyla birlikte, ressam Raphael ve Baldassarre Peruzzi gibi isimler tarafından yapılan muhteşem freskleriyle bilinir. Birlikte inanılmaz bir renk ve sanat patlaması oluşturan beş odada en çok Raphael’in freskleri ön plana çıkar. İlk katta perspektif salonunda yer alan Peruzzi’nin süslemeleri de uzun süre seyredilebilecek türdendir.
Aynı zamanda, bu salondaki sayısız fresk, bir işbirliği içerisinde mermer sütunların arasından seyredilen bir Roma manzarası illüzyonu yaratır. Kesinlikle baş döndürücü!
Nerede: Via della Lungara 230
Tel: +39 06 68 02 72 68
Centrale Montemartini
Roma’nın ikinci yüzyıldan kalma şehir duvarlarını aşıp, şehrin en moda noktalarından olan ve harika yemeklere, barlara ve gece mekanlarına sahip güneydeki Ostiense bölgesine gitmek için sayısız nedenin var.
Bunlar arasında en görülmeye değer olanlardan biri de, işte bu dikkate değer müzedir. Musei Capitolini’nin koleksiyonundan kalma oldukça etkileyici birkaç ‘ufak’ antik sanat eseri, artık kullanımda olmayan bir elektrik santralinin çok iyi korunmuş devasa makineleri arasına yerleştirilmiş. Endüstriyel arkeoloji ile klasik heykelciliğin buluşması: yarattığı etki tek kelimeyle hayret verici.
Where: Via Ostiense 106
Tel: +39 06 06 08