Bu hafta binlerce coşkulu, çılgın Erovizyon meraklısı Kopenhag’a adeta hücum edecek.
Peki ya bu meraklılar görkemli açılış şarkısına ve fantezi dolu danslara kendilerini kaptıramazlar ise ne yapacaklar? Listemizde yer alan yıl boyu ziyaret edebileceğiniz 7 yer başlangıç için harika olacaktır.
Kongens Have’de takılın
Eğer tipik Kopenhag hissini yaşamak isterseniz bu etkileyici parka mutlaka göz atmalısınız. Burası şehrin genç ve güzellerinin bir kaç bira içmek ve sosyalleşmek için geldiği bir yerdir. Eğer güneşin altında yatmak size göre değilse burada Danimarka tarihine ait bir çok yapıyı inceleyebilirsiniz. Bunların başında rönesans heykelleri ve Rosenborg Kalesi gelmektedir.
Smørrebrød yeyin
“Dünya’nın en iyi restoranı” olarak bilinen Noma’da banka hesaplarınızı boşaltacak gücünüz yok ise bu ilginç öğlen yemeği İskandinav yemek kültürünün lezzet sırlarını damak zevkinize sunacaktır . Özenle seçilmiş et, balık ve sebze soslarının taze Danimarka çavdar ekmeği ile sunulan smørrebrød basitçe “açık sandviç” olarak tanımlanabilir. Şehrin hemen hemen her yerinde rastlayabileceğiniz smørrebrød için gerçekten de özel bir yer arıyorsanız Aamanns Restaurant kesinlikle kaçırılmayacak derecede harika bir klasik mekandır.
Assistens Mezarlığı’nda sessizce yürüyüş yapın
Kulağa biraz korkunç gelebilir fakat bu dinlence mekanı “hygge” olarak bilinen bir fenomen olan Danimarka usulü sıcakkanlı rahatlığı bulabileceğiniz şehrin en iyi yeridir. Nørrebro bölgesinin canlı caddesinin hemen ardına gizlenmiş bu yer sakinlik için mükemmel bir noktadır. Mezarların üstünde dinlenen hipsterların ve yaşlı meşe ağaçlarına hızlıca tırmanan kızıl sincapların dışında “Küçük Denizkızı” ile tanınan Danimarkalı ünlü yazar Hans Christian Andersen ve filozof Søren Kierkegaard’ın mezarlarını da burada görebilirsiniz.
Kopenhag Hayvanat Bahçesini ziyaret edin
Son zamanlarda çıkan kötü haberler basında yer alsa da Kopenhag hayvanat bahçesi hayvanseverlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Kutup ayıları, penguenler ve, eee, zürafaların yanında Kopenhag’ın az bilinen mimari harikasını da burada görebilirsiniz. Londra’da “Gherkin” ve Berlin’de “Reichstag”ın ardındaki efsanevi İngiliz mimar Norman Foster tarafından tasarlanan fil evini mutlaka görmelisiniz.
Kurtarıcı Kilisesi’nden şehrin en iyi manzarasını izleyin
Kopenhag’ı ziyaret edenler çoğunlukla şehrin pek de yüksek olmayan silüeti karşısında şaşkınlığa uğrarlar. Fakat yüksek olmayan bu şehirde Kurtarıcı Kilisesi tüm şehrin manzarasını görme fırsatı yaratır.
Kıvrılarak yükselen, siyah ve altın renkli sarmal kulenin 400 merdivenini aştıktan sonra şehrin eşi benzeri olmayan manzarası ile karşı karşıya gelirsiniz. “Hippi komünü” ünlü özgür bölge Christiania’yı da kulenin tepesinden görebilirsiniz.
Kırmızı Parkı ziyaret edin
Dünyanın en havalı parkları arasına girmeye iddialı olan Kırmızı Park, Kopenhag’ın en yeni fakat üzücü bir şekilde pek tanınmayan parkıdır. Bulunduğu bölgenin kültürel yapısını yansıtmayı hedefleyen kentsel gelişim projesi Superkilen’i oluşturan üç bölümden birisi olan park 2012 yılında yapılmıştır. Bu devasa kırmızı alan hafta içi son derece sakin ve sessizdir. Fakat buraya hafta sonu gelirseniz muhteşem kaykay yarışmaları, ücretsiz canlı müzik etkinlikleri ve Kopenhag’ın en iyi sokak yiyeceği satıcıları arasında keyifli bir gün geçirebilirsiniz.
Danimarka çöreklerini tadın
Pekala, bu biraz klişe olabilir fakat çıtır çıtır, altın sarısı çöreklerin çekiciliğine kim karşı koyabilir ki? Basitçe “Danish pastry” olarak bilinen bu yağlı çörekler aslında Danimarka’nın Avrupalı komşusu Viyana, Avusturya’dan gelmiştir. Birbirinden lezzetli çörekler arasında seçim yapmak zor olacaktır. En iyisi şehrin en iyi on fırınından birisi olan Lagkagehuset’e gidip yemek istediğiniz ürünleri bir bir seçmektir.