İki kıtaya yayılmış bir şehir: İstanbul’da ne yapılır

* Sponsorlu içerik: Bu İstanbul gezisi Atlas Global’in sponsorluğunda gerçekleşti

Avrupa’yla Asya’yı birbirinden ayıran İstanbul Boğazı’nın üzerinde yer alan İstanbul, iki şehrin hikayesidir. Bu hareketli metropolün Avrupa yakasında, İstanbul’un bu kısmına son derece haklı olarak uluslararası bir ün kazandıran, Sultanahmet Camii ve Aya Sofya gibi öne çıkan, simgesel yapılar bulunuyor. İstanbul’un Anadolu yakasına geçtiğinizde daha rahat bir ortamla karşılaşıyorsunuz. Mahalle kafeleri ve küçük işletmeler, Avrupa yakasındaki semtlerin coşkulu titreşiminin aksine, şehrin bu kısmına samimi, eski bir hava katıyor. Çeşitlilikle dolu bu dev şehri konu alan rehberimizde İstanbul’un her iki yakasını keşfedecek, simgesel yapılarla birlikte daha az tanınan yerleri de ziyaret edeceğiz.

İstanbul’a uçuş bul

İstanbul’un Avrupa yakasında ne yapılır

İstanbul’un Avrupa yakasındaki en simgesel yapılar birbirlerine yakın konumda olduğundan, ayrıntılara girildiğinde bile bir gün içinde görülebilir. Ama zamanın yoksa, Sultanahmet bölgesindeki en turistik yerlere yarım günde, hatta daha kısa sürede şöyle bir göz atabilirsin.

Sultanahmet’te dünya tarihiyle ilgili bilgilerini tazele

Çok detaylı bir mimari görmek istiyorsan cesur bir havası olan Sultanahmet Camii’nin içine gir © mutuk5

Fatih ilçesindeki Sultanahmet semti, hepsi birbirine muazzam, yemyeşil bahçelerle bağlanan Sultanahmet Camii’ne, Aya Sofya’ya ve muhteşem Topkapı Sarayı’na ev sahipliği ediyor. Bölgeyi keşfetmeye, içindeki el yapımı mavi seramik karolardan ötürü Mavi Cami de denilen simgesel Sultanahmet Camii’nden başla.

İçi son derece lüks olan bu camiinin içinde, ziyaretçileri 200 vitray cam ve 20.000’i aşkın karoyla birlikte, üzerine laleler gibi gizemli semboller işlenmiş, yüzlerce metre kare büyüklüğündeki yumuşak, kırmızı bir halı bekliyor.

Caminin içindeyken, tavan avizelerinin tepesindeki devekuşu yumurtalarını görmeye çalış. Bu, yüzlerce yıldır örümcekleri camiyi yuvaları haline getirmekten alıkoyan (ya da alıkoyduğu söylenen), çok eski bir örümcek ağı kovma sistemi.

Sultanahmet Camii’nin akılda kalıcı manzaralarını sindirdikten sonra, yaya olarak 10 dakikadan kısa sürede ulaşabileceğin Aya Sofya’nın yolunu tut ve onlarca kilometrelik bir alan dahilinde, onun dışında Sultanahmet Camii’yle aşık atabilecek başka bir yapı daha olmadığını unutma.

Bir zamanlar kilise, ardından cami ve şimdi müze olan Aya Sofya eşsiz bir dini mabet

Aya Sofya, yolculuğuna M.Ö. 360 civarında kilise olarak başladığında Magna Ecclesia (Büyük Kilise) olarak biliniyordu. Ardından, 1453’te Konstantinopolis’i (İstanbul) fetheden Osmanlı kuvvetleri tarafından yağmalandı. Osmanlı İmparatorluğu’nun sultanı II. Mehmet yapının daha fazla yağmalanmasına engel olarak orayı camiye dönüştürdü ve Aya Sofya 1934’e kadar cami olarak kaldı.

Bu rüstik, kadim müzenin içindeyken, birbiriyle çatışan dini ilişkilerin yapının mimarisinde bıraktığı izleri görmeden geçme. Bunların arasında zarar görmüş haçlardan, elini içine sokup avucunu 360 derece çevirerek dilek dileyebileceğin ufak bir delikten oluşan dilek sütunu gibi putperest yapılara kadar birçok öğe bulunuyor.

Sultanahmet bölgesindeki simgesel devler turunu, neredeyse 400 yıl boyunca Osmanlı sultanlarının kraliyet konutu olarak kullanılan Topkapi Sarayı’na uğrayarak tamamla. Kompleksin büyük bir kısmı halka kapalı ama yine de, saraydaki erkeklerin eşlerine, cariyelerine ve kadın hizmetçilere ayrılmış olan haremi ziyaret edebilirsin. Duvarların dili olsa…

Pazarlarda kaybol

Kapalı Çarşı’daki incik boncuğun ve ıvır zıvırın arasında kendini kaybet

Bacaklarını çalıştır ve Topkapı Sarayı’ndan bir buçuk kilometre uzaklıktaki, yine Fatih ilçesinin bir parçası olan Kapalı Çarşı’nın yolunu tut. Şehir surlarının içinde yer alan, 4.000’den fazla dükkana ev sahipliği eden, üstü kapalı 61 sokağa yayılmış bu çarşı dünyanın en eski kapalı pazarlarından biri.

Çarşının dar sokaklarında bol bol incik boncuk, her tür baharat, fenerler ve başka ürünler bulunuyor. Derin bir nefes al ve bu kadim sokaklarda dolaşırken sıkı pazarlık yapmaya hazır ol.
Çarşının içinde kaybolmak, eğlencenin bir parçası. Arada bir mola verip sokaklar boyunca görebileceğin, ayrıntılı bir biçimde süslenmiş tavanlara göz atmayı da unutma.

O kadar karmaşık olmayan bir pazarı tercih edersen, seni çeşit çeşit kokunun beklediği (daha dar bir alanda olsa da) Eminönü semtindeki Mısır Çarşısı’na git. Mısır Çarşısı’nın girişindeki Galata Köprüsü’nü geç ve orada suya olta atan İstanbullu balıkçılarla sohbet et.

Taksim Meydanı’nda vakit geçir

İstanbul’un simgesel tramvayı Taksim sokaklarında dolaşıyor

Galata Köprüsü’nü geç, iki kilometre daha ilerleyip Taksim Meydanı’na ve etrafındaki alana, yani İstanbul’un capcanlı merkezine ulaş. Burada bol bol restoran ve kafenin yanı sıra dünyanın en eski ikinci yeraltı demiryolunu ve sürekli kalabalık, sürekli hareketli olan, trafiğe kapalı İstiklal Caddesi’ni bulacaksın.

İstanbul’un Anadolu yakasında ne yapılır

İstanbul’un Anadolu yakası, Avrupa yakası kadar gösterişli değildir ve bir gün içerisinde gezilip görülebilir. Bu bölgeye havasını katan şey görkemli yapılardan ziyade, büyük ölçüde burada yaşayan insanların dost canlısı oluşunun vurguladığı mahalle ortamı ve samimiyetidir.

Adalar’da zaman yolculuğuna çık

Motorlu taşıtlara veda et çünkü Marmara Denizi’ndeki bu rüstik adalarda ana ulaşım yöntemi hala atlar

İstanbul’da yapılacak sayısız şeyin arasında, Adalar gezisi kesinlikle en güzel tercihlerden biri.

Adalar Marmara Denizi’nde bulunan, İstanbul’un geri kalanının aksine eski halini koruyabilmiş, muhteşem manzaralara ev sahipliği eden bir adalar öbeği. Burada çok şeritli otobanlar bulunmuyor ve at arabaları hala tek ulaşım yolu olarak önemini koruyor.

Bu huzurlu yerlere giden vapurlar Anadolu yakasında Bostancı, Kartal ve Maltepe’den, Avrupa yakasındaysa Kabataş’tan kalkıyor ve bütün yıl hizmet veriyor. Yaz ayları elbette adaları keşfetmek için en iyi aylar.

Kadıköy sokaklarında gezintiye çık

En sembolik istasyonlardan olan simgesel Haydarpaşa Garı’na uğra

Kadıköy bölgesi, İstanbul’un Avrupa yakasının çok daha fazla ziyaret edilen yapılarına karşı kusursuz bir panzehir. Kıyı boyunca görülebilen büyüleyici deniz manzaraları ve sayısız restoran, kafe ve ufak pazar, Kadıköy’e bu bölgenin müdavimi olan İstanbulluların davetkar kültürünün de vurguladığı sıcak, samimi bir hava katıyor.

Burada bulabileceğin çok sayıda işletmeden birine oturup kendine bir Türk kahvesi söyle ve ortamın tadını çıkar. Hazır oralardayken verdiği hizmete süresiz olarak son verilen Haydarpaşa Garı’na uğra ve Doğu’nun tarihi ikonlarından birini keşfet. Canın alışveriş yapmak istiyorsa enfes taze balıkların müşterisinin hiç eksik olmadığı Marmara Balık Pazarı’nı gezen İstanbulluların arasına katıl.

Kanlıca’da yöresel yoğurdun tadına bak

Yoğurdunun tadını çıkarırken kendini İstanbul’un bu gizli, sessiz parçasının dinginliğine bırak @hakanozerdem

Kanlıca deniz kenarına konuşlanmış; üzerine cömertçe pudra şekeri serpilmiş, kremamsı bir yoğurt servis eden birçok kafeye ev sahipliği ediyor. Enfes süt ürünlerinin tadını çıkarmanın yanı sıra, İstanbul’un Anadolu yakasındaki bu sessiz semtin dinginliğini keyifle yaşa ve muhteşem manzaralar görmek için, İstanbul Boğazı’na tepeden bakan tepeye kurulmuş Kanlıca mezarlığına mutlaka uğra.

İstanbul Boğazı’nda tekne turuna çık

Bir tarafta Asya, diğer tarafta Avrupa – İstanbul Boğazı sularında gezintiye çık

Türkiye’nin ekonomik ve kültürel merkezi olan İstanbul’a yapılacak bir gezi, İstanbul Boğazı’nda tekne turuna çıkmadan tamamlanmış sayılmaz. Avrupa kıtasının ve Asya’nın birleştiği nokta olan bu doğal su yolu, Karadeniz’i Marmara Denizi’ne ve onun ötesinde Ege Denizi’ne ve Akdeniz’e bağlıyor.

Konu Boğaz’da konuşlanmış teknelerden birine binmek olduğunda, seçeneklerinin sonsuz olduğunu göreceksin. Şehir Hatları Vapurları geniş ağıyla şehrin birçok yerine ulaşım sağlarken fiyatı yalnızca 4 TRY olan biletler yolculara büyük esneklik sağlıyor. Buna alternatif olarak, biraz para harcamayı göze alıp iki saatlik özel tura katılmayı seçebilirsin.

İstanbul Boğazı’nda tekneyle dolaşırken tuhaf bir konuma sahip, ilginç Kız Kulesi’ni görebilirsin

Boğaz’ın Anadolu kıyılarındaki lüks binaları görmek için gözünü açık tut ve boğazın güney girişinden geçecek olursan, Leander’s Tower olarak da bilinen Kız Kulesi ’ni incele. Bu takdire şayan küçük kule geçmişte deniz feneri ve karantina istasyonu olarak kullanılırken şimdi restoran olarak hizmet veriyor.

İstanbul’da yemek yenecek yerler

Hamdi Restoran Eminönü

Hamdi Restoran 17’den fazla çeşitle şehrin en iyi kebabının yanı sıra ağız sulandıran mezeler servis ediyor. Burada yemek yerken Galata Kulesi’nin ve İstanbul Boğazı’nı Marmara Denizi’ne bağlayan ırmak ağzının, yani Haliç’in manzarasının tadını çıkar.

Krependeki İmroz – Nevizade, Taksim

Krependeki İmroz, çok iyi restoranların bulunduğu Nevizade sokağının hareketli merkezinde @mutuk5

Krependeki İmroz, Taksim bölgesindeki son derece hareketli Nevizade sokağında bulunan çok sayıda küçük restorandan biri. Burada seni enfes mezeler ve deniz ürünleri bekliyor. Bunlar kuru kuru gitmez; yemeğinin yanında, anasonlu bir aperatif olan ve aslan sütü ya da cesurların sütü olarak da anılan rakıdan bir (ya da dört) kadeh iç.

İstanbul’da otel bul
İstanbul’a uçuş bul

Daha fazla seyahat fikri:

• Türkiye’nin en el değmemiş ve az ziyaret edilen tatil yerleri
• Hiçbir ücret ödemeden Türk tarzı hayatın tadına bak – İşte İstanbul’da bedavaya yapılabilecek şeyler!

* Sponsorlu içerik: Bu İstanbul gezisi Atlas Global’in sponsorluğunda gerçekleşti