2016’da Küba plajlarının fotoğrafları Instagram’ını süsledi ve arkadaşların da İzlanda’daki Mavi Göl’e yaptıkları harika gezileri paylaştı. Her yıl yeni turistik yerler insanların gözdeleri arasına giriyor ve herkes bir anda bu yerlerden bahsetmeye başlıyor. Peki, bu turistik yerleri iyice kalabalıklaşıp pahalılaşmadan, orijinalliğini ve “havasını” yitirmeden keşfetmek istemez miydin?
Ziyaretçi sayılarında düzenli artışlar yaşanan ve dolayısıyla önümüzdeki yılların popüler şehirleri arasına girme ihtimalleri bulunan turistik yerleri görmek için dünyanın tüm ülkelerini merceğimize aldık. UNWTO’nun kısa bir süre önce yaptığı bir araştırmaya göre, sayacağımız ülkelerde yabancı turist sayısında 2010’dan bu yana önemli artışlar gözleniyor ve bu yerlerin her geçen yıl daha da popülerleşmesi bekleniyor.
Bu yüzden, sayacağımız bu yerleri herkes duymadan önce 2017 seyahat planlarına dâhil etmeni öneriyoruz. Bu ülkelerin neden bu kadar popüler olduğunu öğrenmeye hazırlan ve ziyaret etmek için kalabalıkların artmasını bekleme.
Myanmar (Burma)
Myanmar veya diğer adıyla Burma, turizme kapılarını açtığı 1992’den beri turizmde düzenli bir artış yaşadı. Meraklı turistler, Güneydoğu Asya’nın bu gelişmekte olan ülkesine yaptıkları ziyaretleri gitgide artırmaya başladı ve ülkede uluslararası turist sayısında 2010’dan 2015’e kadar %500’lük bir artış görüldü*.
Asya’nın en zengin arkeolojik alanlarından biri de, 11. ve 12. yüzyıllardan kalma tapınak ve harabeleriyle en geniş Budist koleksiyonuna sahip büyüleyici Bagan şehridir. Myanmar’ın tarihine dair izleri, yerin çok çok altında, binlerce parıldayan Buda heykelinin duvardan tavana kadar dizildiği kutsal bir Budist hac mekânı olan Pindaya Mağaraları’nda görebilirsin. Myanmar’da aynı zamanda her biri kendine has bir çekiciliğe sahip pek çok harikulade plaj da yer alıyor. Adını İtalya’nın ünlü Napoli şehrinden aldığı söylenen Ngapali Plajı’nın turkuaz suları ve beyaz kumları burayı bir numaralı plaj noktası haline getiriyor. Buranın biraz daha güneyinde ise yerel halkı ıssız sahillerde balık tutarken görebileceğin, rahat bir yaşam tarzına sahip Ngwesaung Plajı’nı bulabilirsin.
Myanmar’ı (Burma) daha yakından tanı
Sri Lanka
Pek çok turist tarafından sıklıkla dünyanın kayıp cenneti olarak nitelendirilen Sri Lanka’nın büyüleyici manzarasını gür yağmur ormanları, yükselen dağlar ve engin düzlükler oluşturuyor. Komşusu Hindistan’ın sahilinin biraz açıklarında yer alan bu gözyaşı damlası şeklindeki ada, adeta başlı başına farklı bir dünya gibi hissettiriyor ve pek çok etnik kökenden ve mezhepten insanı bir araya getiriyor. Antik Sri Lanka’da kurulan ilk krallık olan ve dünyada kesintisiz insan yerleşiminin en uzun sürdüğü şehirlerden biri olan Anuradhapura Krallığı’nın restore edilen kalıntıları tüm dünyadaki Budistler için en kutsal yerlerin arasında sayılıyor. Tarihi tapınaklarını ve saraylarını bir kenara bırakırsak, Sri Lanka’nın hareketli başkenti Kolombo, moda alışverişi ve gece kulübü eğlencelerinin de az bilinen merkezlerinden biridir. Zaman zaman kaotik bir çehreye bürünebilse de, Petah Pazarı’nda taze meyve ve sebzelerden toptan satılan kıyafetlere her şeyi bulmak mümkün. Sessiz bir alternatif olarak da, Kolombo’nun tek büyük parkı olan Viharamahadevi Parkı gezinmek ve doğayla kucaklaşmak için hoş bir yerdir.
Sri Lanka’yı daha yakından tanı
Paraguay
Brezilya, Arjantin ve Bolivya’nın arasına sıkışmış Paraguay, daha popüler Güney Amerikalı komşuları tarafından çoğunlukla gölgede bırakılan gizli bir mücevherdir. Plaj ve sörf noktaları konusundaki eksikliğini tarih, zengin bir vahşi hayat ve kendi kültürel kimliğiyle örtmeyi başarıyor. “Kentlerin Anası” olarak bilinen Paraguay başkenti Asunción, Avrupalı kâşifler tarafından kurulan ilk şehirlerden biriydi ve Güney Amerika’da yapılacak koloni keşifleri için bir üs olarak kullanıldı. Şehir, günümüzde modern bir sanat merkezine dönüştü ve yerel sanatçıların pop sanatı ve sürrealizm eserlerini şehre yayılmış müze, galeri ve bağımsız kuruluşların sergilerinde görmek mümkün oluyor. Paraguay’ın UNESCO listesindeki dikkate değer Cizvit Misyonu harabeleri bir zamanlar yerli Guarani halklarına Hristiyanlık aşılamak için kullanılıyordu. Harabeler dünyanın en etkileyici dini yapılarından biri olarak ün kazandı ve her ne kadar Paraguay turizmi son 5 yılda %161’lik bir yükseliş yaşamış olsa da*, harabeler şaşırtıcı bir biçimde pek de kalabalık değil.
Tacikistan
Görkemli dağlar, turkuaz göller ve zamana meydan okuyan kırsal kasabalarla kaplı bir doğa cenneti olan Tacikistan, yürüyüş ve tırmanma tutkunlarının bütün isteklerini karşılayacak imkânlar sunuyor. Dünyanın en büyük buzulu Fedchenko tırmanışının ardından, büyük bir misafirperverlikle karşılanacağın ve eğer şanslıysan otantik yemeklerin tadına bakma fırsatı bulacağın geleneksel bir Kırgız çadırında kalarak bölgenin yerlilerini tanıyabilirsin. Çin, Arap ve Rus etkilerinin izleri tüm ülkede görülebiliyor. Tacikistan Cumhuriyeti her ne kadar sadece 23 yaşında olsa da, Orta Çağ’dan kalma camileri, kaleleri ve Sovyet tarzındaki yapılarıyla ülkenin zengin tarihi ve kültürü gözler önüne seriliyor. Tacikistan aynı zamanda tarihi MÖ 6500’e uzanan dünyanın en eski Neolitik mağara resimlerinden bazılarını da barındırıyor ama yardımsever bir rehber veya şoför olmadan bunları bulabilmek neredeyse imkânsız!
Tacikistan’ı daha yakından tanı
Japonya
Japonya’nın tarihi tapınakları, ileri teknolojiyi ve yenilikçi mimariyi ortak bir potada buluşturan yapısı, burayı geleneklerin ve geleceğin eşit oranda rol oynadığı büyüleyici bir yer haline getiriyor. 2010’dan bu yana turist sayısında neredeyse %130’luk bir artış yaşanması aslında hiç şaşırtıcı değil: Tokyo metrolarının telaşlı kalabalıkları arasında yolunu bulmaya çalışmaktan, Kyoto’daki zen bahçelerinde yapılan gezintilerin sağladığı iç huzura, Japonya heyecan verici zıtlıklarla dolu bir ülke. Japonya’ya yapılan bir gezi Shinkansen yüksek hızlı trenine binmeden tamamlanmış sayılmaz. Ancak, büyük şehirlerden uzak durup, daha az turistin bulunduğu kırsal kesimi keşfetmeyi tercih edersen araç kiralamak her zaman için harika bir alternatif. Kyushu’nun güney bölümündeki Laputa Yolu manzaralı ve dolambaçlı yollarıyla bilinen çok ünlü bir rotadır.
Palau
Filipinler’in hemen güneybatısında, masmavi sularla çevrili yüzlerce adacıktan oluşan bir ada ülkesi olan Palau yer alır. Palau’nun en ünlü turistik yeri, dünya çapında dalgıçlık, şnorkelle yüzme ve kano imkânları sunan Chelbacheb Adaları’dır. Eil Malk adası, Chelbacheb Adaları’nın en büyüğüdür ve yüzlerce yıl önce okyanustan ayrılmış bir tuzlu su birikintisi olan Denizanası Gölü de burada bulunur. Cesur yüzücüler, göldeki binlerce saydam ve iğnesiz denizanasının arasında şnorkelle yüzerek ender karşılaşılacak yabancı bir dünyaya bakış atma fırsatını değerlendirebilir. Koror’un ana adasının hemen dışında ise şifalı ve %100 doğal çamur banyolarının keyfini çıkarabileceğin Milky Way lagünü bulunuyor. Bazılarına göre, çamurun iyileştirici gücü cildi 10 yaş daha genç gösteriyormuş; bu nedenle kendilerini tepeden tırnağa yumuşak ve süt beyazı çamura bulamış yüzücülerle sık sık karşılaşacaksın.
Tayvan
Çin, Batı ve Japon etkilerini bir arada yansıtan Tayvan hoş sürprizlerle dolu bir ülke. Pasifik Deprem Kuşağı’nın batısındaki konumu nedeniyle, Tayvan coğrafyası görkemli zirveler ve sıra sıra tepelerden, uzun vadilere ve açık denize saçılmış adalara kadar uzanıyor. Asya’nın en harika ve kıymeti az bilinen başkenti denilebilecek Taipei tam anlamıyla hayat dolu bir şehir. Gürültülü karaoke barları ve temalı restoranlardan, derme çatma tezgâhlarla kurulan gece pazarlarına ve sokak yiyeceği arabalarına, her köşede keşfedilecek yeni bir şeyler sunuyor. Taipei’nin birinci sınıf mutfağı Tayvan’ın geleneksel atıştırmalık kültürü çevresinde şekilleniyor. İçi soslu etle doldurulmuş dumanı tüten gao çörekleri, kızarmış çıtır çıtır tavuklar, etli çorbalar, tencereyle servis edilen baharatlı yahniler ve kremalı köpük çayları gibi lezzetleri ilk fırsatta denemelisin.
Makedonya
Büyük İskender’in yönetimi altında en büyük krallıklardan biri haline gelen Makedonya bir zamanlar dünyanın en güçlü ülkesiydi. Makedonya’nın başkenti Üsküp, 2014’te ülkenin eşsiz tarihini ve kültürünü vurgulama amacıyla “Üsküp 2014” adını verdikleri kapsamlı yenileme çalışmalarına girişti. Şehrin her yanından bir anda yeni inşa edilen Neoklasik binalar ve yüzlerce heykel yükseldi ama Türk Çarşısı şehrin hala en sevilen yerlerinden biri olarak kalmaya devam ediyor. Şehir halkı, yaz aylarında dağlarla çevrili, Arnavut kaldırımı sokaklı, göl kıyısı kafelerinin sıralandığı bir tatil kenti olan Ohri’ye akın eder. Tüm Avrupa’daki en eski ve derin göllerden biri olmasının yanı sıra, Ohri Gölü’nde Bizans döneminden kalma birkaç etkileyici manastır ve kilise de bulunmaktadır. Daha çok şehir halkının keyfini çıkardığı bir diğer yerel sır da, şarap bölgesine açılan bir kapı olan ve Makedonya’nın kayıtlı 80 şaraphanesinin bir bölümüne ev sahipliği yapan Demir Kapı kasabasıdır.
Makedonya’yı daha yakından tanı
Romanya
Romanya’nın hoş kasabalar ve hayat dolu şehirlerden, dağlık bölgelere ve güneşli plajlara uzanan ortamında her turist türüne uyan bir şeyler mutlaka bulunuyor. Transilvanya’nın en çok ziyaret edilen şehirleri arasındaki Sibiu’dan kısa bir otobüs yolculuğuyla Astra Geleneksel Halk Uygarlığı Müzesi’ne gidebilirsin. Avrupa’nın en büyük açık hava müzelerinden biri olan bu yerde, ziyaretçiler Transilvanya’nın geçmişine bakış atabilmek için yüzlerce yıllık Rumen evlerini ve otantik binaları keşfedebiliyor. Pek çok müzeye ve ünlü bir gece hayatına sahip Sibiu, Romanya’nın en büyük ve etkileyici hisarlarından Alba Iulia’ya yapılacak gündüz gezileri için de mükemmel bir başlangıç noktasıdır. Pek az turistin bildiği bir başka şey de, Romanya’nın doğal termal sular ve kaplıcalar konusunda çok zengin bir yer olduğudur. Bihor ilinde Macar sınırına yakın bir konumda bulunan Baile Felix, şu anda Romanya’nın en büyük sağlık merkezidir ve yıl boyu açıktır. Şifalı ve mineraller açısından zengin suların çeşitli hastalıkların etkilerine iyi geldiği ve daha sağlıklı bir yaşamı desteklediği biliniyor.
Filipinler
Her yıl tüm dünyadan sayısız turisti kendine çeken Filipinler’in turist sayısındaki %50’lik artışın* nedenlerinden bazıları arasında, kilometrelerce uzanan büyüleyici bembeyaz kumsallarını ve hesaplı sayılabilecek sahil konaklaması imkanlarını sayabiliriz. Cordillera Dağları’nda yer alan ve Manila’nın yaklaşık dokuz saat kuzeyinde bulunan Sagada kasabasının en gizemli turistik yerlerinden biri asılı tabutlardır. İçlerinde eskisi de yenisi de bulunan bu tabutlar, söylenene göre ölüleri cennete daha da yaklaştırmak için kayaların üst bölümlerine çivilenmiş. Biraz daha aşağılara inildiğinde, ünlü Sumaguing Mağarası’na giderken Kapay-aw Çeltik Teraslarını bulabilirsin. Ünlü Banaue Çeltik Teraslarına alternatif olarak gösterebileceğimiz bu bölge, daha az bilinen bir yer olmasına rağmen aynı derecede güzeldir. Filipinler’de 16. yüzyıla dair az sayıda kalan anıdan biri de İspanyol kolonisi kasabası Vigan. Kartpostallara yakışacak güzellikteki taş döşeli sokaklar ve tuhaf bir çekiciliğe sahip at arabaları, bu UNESCO Dünya Mirası Alanı’nın bir zamanlar önemli bir ticaret noktası ve İspanya’nın politik ve dini gücünün merkezi olduğuna inanmayı güçleştiriyor.
Filipinler’i daha yakından tanı
Karadağ
Sarp dağlara, dik kanyonlara, tertemiz kumsallara ve kıtanın az sayıda kalmış yağmur ormanlarından birine sahip küçük Balkan ülkesi Karadağ, her bir ayrıntısıyla kartpostallara yakışan mükemmellikte bir yer. Ülkenin en turistik yeri hiç kuşkusuz Kotor Körfezi’dir. Körfezin kobalt mavisi fiyordunun çevresini dik dağlar ve hikâye kitaplarındakini andıran hoş kasabalar süslüyor. Körfezin tüm güzelliğini ortaya seren Saint Giovanni Kalesi’ne çıkarak Kotor’un kiremit çatılı evlerini izleyebilirsin.
Karadağ’ı daha yakından tanı
Bundan daha iyi bir zaman bulamazsın! Saydığımız turistik yerleri 2017’de görme fırsatını sakın kaçırma, yoksa 2018 ve sonraki yılların getireceği kalabalıklara yakalanabilirsin.