Hayran Olduğumuz Gezginler #001: SHINIMICHI

Bu bir sır değil: biz momondo’da seyahat etmeye bayılıyoruz. Bayıldığımız bir başka şey de seyahat etmeyi bizim kadar seven gezginlerle yollarımızın kesişmesi. Yeni röportaj serimiz Hayran Olduğumuz Gezginler’de modern zamanların kâşiflerine, seyahat bloğu yazarlarına ve dijital göçebelere ışık tutacağız.

Meraklarının peşinden giden bu insanlar; büyüleyici fotoğrafları, seyahat hikâyeleri ve macera tutkularıyla bizi de oraya gitmek için esinlendiriyor. Bu uzak diyarları sana biraz daha yakınlaştırabilmek için, bu harika gezginlerle buluşup, en hoşlandıkları deneyimleri hakkında daha fazla şey öğrenip, senin de kendi yolunu çizebilmen için birkaç ipucu alacağız.

Serimizin ilk bölümünde, seyahat tutkunu ikiz kız kardeşler SHINIMICHI’yi sayısız Nordik bölgesi (Kuzey Avrupa ülkelerinin bir bölümü) kaçamaklarında verdikleri aralardan birinde yakaladık. Acaba doymak bilmez seyahat tutkularının nedeni Danimarkalı ve Filipinli DNA’ları mı, yoksa yabancı ülkelerde karşılaştıkları o eşsiz anları yaşamaya ve yakalamaya duydukları aşk mı? Okumaya devam et ve ilhamlarını seninle paylaşmalarına izin ver.

SHINIMICHI ne anlama geliyor?

Michelle: SHINIMICHI basitçe Sheena (Shini) ve Michelle (Michi) olan adlarımızın birleşiminden oluşuyor ve ‘şi ni mi şi’ şeklinde telaffuz ediliyor. En yakın arkadaşlarımızdan birinin, ikimizi birbirimizden ayıramaması ve bizi tek bir isimde birleştirmesiyle ortaya çıkmış bir çocukluk lakabı.

SHINIMICHI adı, bloğumuzun öncelikle kişisel bir fotoğraf günlüğü olduğunu yansıtıyor. Bizim için çevremizdeki dünyayı keşfettikçe resimlerimizi, anılarımızı ve hikâyelerimizi paylaştığımız yaratıcı bir alan.

Aileden kişilerle seyahat edenler için ne gibi önerileriniz var?

Harika bir seyahat arkadaşı arıyorsan kız kardeşin seni yarı yolda bırakmayacaktır © Sheena Ricafranca Rasmussen

Sheena: En sevdiğim seyahat arkadaşım kız kardeşim olduğu için çok şanslıyım. İlgi alanlarımız aynı ve herhangi bir durumla karşılaştığımızda da aynı düşüncelere sahip oluyoruz. Aileden biriyle seyahat etmek %100 kendiniz olmanızı sağlıyor. İlişkinizi mahvetmeden aklınızdan geçenleri söyleyebiliyorsunuz ve bu çok büyük bir rahatlık!

İnsanları maceralarını aile fertleriyle paylaşmaları konusunda teşvik etmek istiyorum. Onları farklı bir ortamda görmek, onları daha farklı gözle görmenizi ve onların da sizi daha farklı bir gözle görmesini sağlayabilir. Ortak seyahat anıları paylaşmak da aranızdaki iletişimi sürdürmek için iyi bir yöntem.

Hangisi önce başladı: fotoğrafçılık mı yazarlık mı?

Faroe Adaları’ndaki Gásaladur fethedilmeye hazır © Sheena Ricafranca Rasmussen

Michelle: Fotoğrafçılık, yazarlıktan çok daha önce başladı. SHINIMICHI, 2010 yılında fotoğraf makinesini daha düzenli kullanma maksadıyla yarattığımız bir fotoğraf günlüğüydü. Böyle de oldu ve fotoğraf günlüğü, arkadaşlarımızın ve anılarımızın fotoğraflarının bizi gülümseten ve iyi zamanları hatırlatan bir koleksiyonu haline geldi.

Günümüzde seyahat konusu odak noktasına yerleşti ama günlüğümüzün ana noktası hala bir tür mutluluk yaratabilmek. Sadece kendimiz için değil, aynı zamanda diğer insanlar için de… Fotoğraflarımız bir ilham kaynağı olarak görülmeli ve orada arkadaşlarıyla birlikte dünyayı keşfeden kişinin siz de olabileceğiniz hissini vermeli!

Fotoğrafçılar olarak, bu ortamda daha iyi hikâye anlatıcıları olmak konusunda hala gelişme aşamasındayız ve çok çabalıyoruz. İçgüdülerim doğru yönde ilerlediğimizi söylüyor.

Seyahate adanmış bir yaşam size dünya ve kendiniz konusunda ne öğretti?

Sheena: Küçüklüğümüzde, çok kültürlü bir ailede yetişerek düşünme ve yaşamanın farklı yönleri olduğuna şahit olma ayrıcalığına sahip olduk. Seyahat etmek, açık fikirliliğimi ve diğer insanlara ve kültürlere duyduğum saygıyı güçlendirmeme ve geliştirmeme yardımcı oldu. İnsanlara ve karşılaştığım durumlara farklı açılardan bakmadan yargıda bulunmamayı öğrendim.

Anlamak istiyorsanız dinlemek önemlidir. Nereye giderseniz gidin dünyanın size güzellik, nezaket ve dostluk sunduğunu keşfettim ve bu gerçekten inanılmaz! Kişisel olarak da herhangi bir yere ait olmadığımı keşfettim. Bedenim evde olsa bile zihnim sürekli maceradan maceraya koşuyor.

Neden Nordik ülkeleri çevresinde seyahat etmeye odaklandınız?

İzlanda’daki Hálsanefshellir bazalt sütunları © Michelle Ricafranca Rasmussen

Sheena: Dünyanın her yerindeki uzak ülkelere yıllarca seyahat ettikten sonra, “The Nordic Journey” mücadelesini yarattık ve tüm Nordik ülkelerini bir yıl içinde (2015) ziyaret etmek için kendimize meydan okuduk. O yıl keyif almak, kendine meydan okumak ve yeni harikaları keşfetmek için uzaklara gitmek gerekmediğini fark ettik.

Yürüyüş ve kampçılıkta yeni bir tutku yakaladık ve bunları yapmak için de Nordik ülkelerinin dikkat çekici manzarasından daha iyi bir yer olamaz.

Nereye gitmek istediğinize nasıl karar veriyorsunuz?

Michelle: İkimiz de görselliğe dikkat ediyoruz ve seyahat fikirlerini fotoğraflardan buluyoruz. Bize büyüleyici bir yere ait göze hitap eden bir şeyler göstererek dikkatimizi çekebilirsiniz. Dürüst olmak gerekirse, planlama güçlü yönlerimiz arasında bulunmuyor ve çoğunlukla yeni gördüğümüz bir şeye dayanarak bir anda seyahat kararları veriyoruz. Zaman ve fiyat açısından uygunsa biz de hemen ikna oluyoruz.

Tüm paramızı ortaya koymadan önce tabii ki toplam harcamaları dikkate alıyoruz. Tasarruf etmeyi seviyoruz, kim sevmez ki? İşte bu yüzden açık hava yaşam tarzı bize çok uyuyor. Doğada aktif olarak zaman geçirmemizi ve ucuza seyahat etmemizi sağlıyor – nereye gideceğimize karar verirken öncelik tanıdığımız iki şey bunlar.

En unutulmaz seyahat anınız hangisi?

Höga Kusten’de (Yüksek Sahil) yürüyüş, İsveç iyi dostlarla daha güzel © Sheena Ricafranca Rasmussen

Sheena: O kadar fazla var ki! En sevdiğim anılarımın hepsi internetten “arkadaşlarımla” buluşmalarımı içeriyor. İnternetten de gerçek hayattan da olsa, takipçilerimizle kişisel düzeyde iletişim kurmayı çok seviyorum. Birbirimize yazmakla geçen aylar ve hatta yıllardan sonra sonunda yüz yüze durup, konuşmak, düşüncelerini paylaşmak ve bir ömür sürecek anılar yaratmak çok büyük bir neşe veriyor.

Bu dostlukların bize çok faydası oldu ve buna çok minnettarım! Bu bana seyahat etmenin gerçekten de gidilen yerden çok daha fazlası olduğunu öğretti. Asıl önemli olan insanlar! O yüzden gel ve bize merhaba de – dünyayı birlikte keşfedelim.

Michelle: Aklıma gelen en unutulmaz seyahat anılarımdan biri, Filipinler’de Cebu Şehri’nden Bohol’e gitmek için feribota bindiğimiz zamandı. Ülkenin daha kuzeylerini bir tayfunun vurduğundan ve bizim bulunduğumuz bölgedeki suların dalgalanmasına neden olduğundan habersiz olarak, hayatımızdaki en kötü deniz yolculuğunu yaşamak üzere gemiye bindik!

Yola çıkmadan önce kusma torbası dağıtıldı ama biz almadık. Genelde deniz tutması yaşamıyorduk. Yanılmışız.

Korkunç bir mide bulantısı başladı ve bir süre sonra bedenim tamamen iflas etti. Orada cenin pozisyonunda otururken öleceğime inandım ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum: ‘Üzgünüm Sheena, Sana yardım edemem. Ben. Kendimi. Kurtarmalıyım!’ Çılgıncaydı!

En sevdiğiniz seyahat fotoğrafını bizimle paylaşın ve bize biraz orada neler yaşandığını anlatın.

Norveç’teki Notodden’de eşsiz bir macera daha © Sheena Ricafranca Rasmussen

Michelle: Sevdiğimiz seyahat fotoğraflarından sadece birini seçmek çok zor! Norveç’teki Notodden’e kısa bir süre önce yaptığımız gezideki bu fotoğrafı seçerdim. Dondurucu soğukta kamp yaptık – bunu en çılgınca rüyalarımda bile tahmin etmezdim! Bir kamp gezisinde ona eşlik etmemiz için okuldan eski bir arkadaşımız davet etti.

Birbirimizi 10 yıldır görmemiştik ama açık hava yaşamına duyduğumuz ortak ilgi bizi bir araya getirdi. Kalite açısından bu fotoğraf etkileyici sayılmaz. Hikaye açısındansa bana seyahatin ne anlama geldiğini özetliyor: spontane davran ve maceraya açık ol, dışarı çık ve önem verdiğin insanlarla iletişim kur.

Ziyaret etmek istediğiniz hayalinizdeki yer ve nedeni?

Michelle: Hiç tartışmasız, hayalimdeki yer Kuzey Amerika’daki Pasifik Kuzeybatısı (PNW). Oranın doğası nefes kesici bir güzelliğe sahip ve bölge de açık hava maceracıları için tam bir cennet! Kafam keşfedilmeyi bekleyen simgeleşmiş yerlerin görüntüleriyle dolu!

Kendimi dağ patikalarında yürürken, antik ormanların derinliklerinde kaybolurken, çıplak ayakla soğuk gölleri geçerken ve yıldızlı bir gecede plajda yakılmış bir ateşin başında ısınırken hayal edebiliyorum. Pasifik Kuzeybatısı ve Nordik bölgesi doğası pek çok yönden birbirine benziyor ve bu da bu bölgeye duyduğum aşkı açıklayabilir.

Sheena: Şu anda hayallerimdeki yer Norveç’in oldukça kuzeyindeki Lofoten ve yılın çeşitli zamanlarında buraya geri dönmek isterdim. Burayı tanıdığımdan beri gerçekten büyülendim! Uzun yaz gecelerinde, etkileyici ve sakin dağlık arazide yürüyüş ve kamp yaptığımı, yerel balıkçıların günlük hayatlarına aşina olurken derin fiyortlarda kayak yaptığımı hayal ediyorum.

Kışları da, bu ıssız Nordik sığınağının sessizliğine gömülürken kuzey ışıklarının karanlık gökyüzünde dans etmesini beklediğimi hayal ediyorum.

Seyahat tutkunu ikizler Sheena ve Michelle, Nordik maceralarının fotoğraflarını ve hikayelerini hayranlık uyandırıcı seyahat blogları SHINIMICHI’de paylaşıyor. Daha fazla seyahat fikri mi arıyorsun? Paylaştığımız en son haber ve ipuçlarını takip edebilirsin