preload

Engin gezegenimizde öyle izole yerler var ki, buralara gittiğinde “her şeyden uzaklaşmak” bile yaptığın şeyi tarif etmekte yetersiz kalır. Bazılarına diğer medeniyetlerden ancak bir haftalık seyahatle ulaşabileceğin bu yerlere gitmek için epeyce sabırlı olman gerekecek.

Ama serüvenci bir gezgin için hiçbir diyar fazla uzak değildir! Dünyanın bir ucundaki, en sevdiğimiz ücra yerlerin bazılarına göz at.

Tristan da Cunha – Britanya Denizaşırı Toprakları

Dünyanın en ücra yerleri- Madem ücra yerleri ele alıyoruz, dünyanın üzerinde yaşanan en ücra adası Tristan da Cunha’ya hoş geldin

Madem ücra yerleri ele alıyoruz, dünyanın üzerinde yaşanan en ücra adası Tristan da Cunha’ya hoş geldin

Cape Town’un 2.400 kilometre kadar güney batısında bulunan, dünyanın üzerinde yaşanan en ücra takımadası Tristan da Cunha, denizin içinden dışarı uğrayan bir çıkıntıyı andırıyor ve yanardağı Queen Mary’s Peak’le ufka egemen oluyor. Bu dağın püskürmesi 1961’de tek bir kez bütün nüfusun bölgeden uzaklaştırılmasını gerektirdi, ama bugün dağın 2.062 metre yukarıdaki zirvesine tırmanmak yorucu olsa da, güvenli.

300 kadar sakini olan adadaki yaşamın merkezinde çiftçilik ve balıkçılık var. Buraya yaz aylarında (Aralık-Mart) gelirsen, Tristan kaya ıstakozuyla kendine ziyafet çekebilirsin.

Doğa aşıkları burada kısa gagalı penguenler, balinalar ve yunuslar görmek için kıyıyı ziyaret etmeli. Koleksiyoncular adadaki dükkanlarda eşsiz el işleri ve posta pulları bulabilir. Dijital bağımlıları içinse şunu söyleyelim: bütün adanın internet erişimini tek internet kafe sağlıyor ve ada cep telefonlarının kapsama alanı dışında kalıyor, yani bağlantınızın birkaç günlüğüne kopmasına hazır olun.

Adaya ulaşım: Ziyaretçiler Cape Town’daki Table Bay Limanı’ndan bir kargo gemisine ya da balıkçı teknesine atlayıp Tristan da Cunha’ya yaklaşık 6 günde ulaşabiliyor. Bu rotayı kullanan az gemi olduğundan, ziyaretçiler bazen evlerine dönmek için birkaç hafta beklemek zorunda kalıyor.

Yaklaşık gidiş ve varış tarihlerini görmek için kargo gemisi programlarına bakabilirsin. Aklında bir program oluştuktan sonra, adaya ayak basma izni almak için Ada Konseyi ile temasa geç. Adada yanaşılabilecek bir rıhtım olmadığından, seni kıyıya olabildiğince yaklaştıracak ufak zodyak botlarda biraz ıslanmaya da hazır ol.

Longyearbyen – Svalbard, Norveç

Dünyanın en ücra yerleri- Longyearbyen’in etrafındaki engin, yabanıl arazide yürüyüş yaparken kutup ayılarına karşı tetikte ol

Longyearbyen’in etrafındaki engin, yabanıl arazide yürüyüş yaparken kutup ayılarına karşı tetikte ol

Dünyanın en kuzeyindeki şehre hoş geldin! Longyearbyen 1906’da bir madenci köyü olarak kuruldu ve kömür üzerinden büyük gelir elde etti. 2.000’i aşan nüfus hala madencilik yapıyor, ama aktiviteleri arasında jeolojik araştırma, meteoroloji ve kutup ayısı izleme de bulunuyor.

Ren geyikleri, kutup tilkileri ve haşmetli kutup ayısı Longyearbyen’in sokaklarında görebileceğin tanıdık simalar. Şehirde sokak adı olmadığı için kaybolman mümkün değil; binalardan ve madenlerden numaralarıyla bahsetmen yeterli.

Gamle Longyearbyen’deki (Eski Şehir) Svalbard Kilisesi’ni ziyaret et ve gece yarısı güneşinin (hiç batmayan bir güneş) şehrin üzerinden ayrılmadığı, Nisan’dan Ağustos’a kadar süren yaz döneminde kilisenin yakınındaki 24 saatlik güneş saatiyle zamanın hesabını tut. 7°C’lik cayır cayır yaz sıcağı dindikten sonra, Ekim sonundaki yıllık Dark Season Blues festivaliyle karanlık kış aylarının gelişini kutla.

Şehre ulaşım: Tromsø’den yıl boyu Longyear’daki Svalbard Havalimanı’na uçabilir ya da yaz döneminde Oslo’dan direkt uçuş ayarlayabilirsin.

Siwa Vahası – Batı Çölü, Mısır

Dünyanın en ücra yerleri- Siwa Vahası Mısır çölünün merkezindeki Kahin Tapınağı’nı gözlerden saklıyor

Siwa Vahası Mısır çölünün merkezindeki Kahin Tapınağı’nı gözlerden saklıyor

Güneş Libya yakınındaki Batı Çölü’nde hep zirvede, ama palmiyelerin ve zeytin ağaçlarının gölgesi, tatlı su pınarlarında yüzerken insana cennet gibi geliyor. Vaha kelimesini duyduğunda aklına sıcak hava serapları geliyor olabilir, ama Siwa gerçek bir yer ve M.Ö. 6’ncı yüzyıldan beri ünlü bir varış noktası.

Zeus’a adanmış Kahin Amun Tapınağı’nın yakınında bulunan Siwa, tavsiye almak isteyen ya da gücünü yok etmek isteyen ordulara bir hedef arayan hükümdarların tercih ettiği bir yerdi. Tapınak artık bir harabe, ama yakındaki Aghurmi’de hala görülebiliyor.

Vaha bunların yanı sıra, Kleopatra havuzunun kristal berraklığındaki sularından ötürü rağbet görüyor. Bu havuza girip Mısır Siwan Çayı’nı (yerel bir kırmızı çay) yudumlayabilir, Siwa hurmalarının tadına bakabilirsin. Kahire’den neredeyse 600 km uzaktaki Siwa çölün merkezindeki ücra konumundan faydalanarak özgünlüğünü ve Sufi kültürünü (dini tasavvuf) korudu. Bu kültür akşamları gerçekleşen zikir toplantılarında Sufi ilahileriyle ortaya koyuluyor.

Vahaya ulaşım: Siwa’ya gitmek için Kahire Otobüs Aktarma İstasyonu’ndan kalkan aktarmasız gece otobüsüne binebilirsin.

Macquarie Adası – Avustralya

Dünyanın en ücra yerleri- Macquarie Adası kıyılarında dolaşan 850.000 çift Krali Penguen olduğu için adada penguin gözlemciliği kaçınılmaz bir aktivite

Macquarie Adası kıyılarında dolaşan 850.000 çift Kral Penguen olduğu için adada penguen gözlemciliği kaçınılmaz bir aktivite

Yürüyüş patikalarında ilerleyip insansız adayı dolaşırken, kuvvetli rüzgarlar yanaklarını deniz sisiyle ıslatacak ve hiçliğin ortasını keşfetmenin nasıl bir şey olduğunu tecrübe edeceksin.

Etrafı 1.500 kilometre boyunca denizle sarılı olan Macquarie adaları Avustralya’yla Antarktika’nın tam ortasında. Ama orada yalnız olmayacaksın; Tazmanyalı park korucusunun eşliğinde, adanın gerçek kralları olan muazzam yaban pengueni ve fok nüfusuna yaklaştığında muhtemelen kendini kuşatılmış hissedeceksin.

Bu diyarlara endemik bir tür olan, sayılarının aşağı yukarı 850.000 çift olduğu tahmin edilen Kral Penguenler hükmediyor ve bunlar dünyanın en büyük deniz kuşu sürülerinden birini oluşturuyor.

Bu ilginç hayvanlar ziyaretçilere yaklaşabilir, ama türlerinin korunması adına onlarla temasa geçilmemesi tavsiye ediliyor. Boğa deniz filleri 1000 kilonun üzerindeki hayvanların dövüştüğü, kıyıda arbede yaşanmasına sebep olan gösteriler sergiliyor.

Ada ve hayvan sakinleri UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki ibarelerle korunuyor.

Adaya ulaşım: Son varış noktası Antarktika olan; Hobart, Avustralya’dan ya da Bluff, Yeni Zelanda’dan kalkan ve genelde Macquarie adalarında mola veren yolcu gemilerinden yer ayırtabilirsin. Adayı ziyaret edenler çoğunlukla burada en fazla 1-2 gün kalıyor ve geceleri onları adaya getiren gemide geçiriyorlar. Liman olmadığından adaya zodyak botlarla ya da benzerleriyle erişilebiliyor.

Oymyakon – Siberya, Rusya

Dünyanın en ücra yerleri- Ocak ayında soğuk Oymyakon manzarası

Ocak ayında soğuk Oymyakon manzarası

Tatilini, kalıcı sakinleri olan ve dünyanın en soğuk köyü kabul edilen bir yerde geçirdiğini hayal edebiliyor musun? Donarak ölme riski gerçek olsa da, köyde yıl boyu burada yaşayan ve ren geyiği avları ve buzda balık tutma gezileri sırasında pırıl pırıl beyaz karın tadını çıkaran, doğal ılıcalarda yüzen 500 kadar insanla karşılaşabilirsin.

Kuzey Kutbu’na çok yakın olan Oymyakon sürekli dona maruz kalan, toprağında ekin yetişemeyen engin bir alandan oluşuyor. Burada çoğunlukla yiyecek namına sadece ren geyiği ya da at eti, veya at kanı aromalı makarna bulabileceksin.

Kışları -60°C’nin altına düşebilen rekor soğukluk söz konusu olabilse de, yaz sıcağı bazı günler (Haziran-Ağustos) spektrumun diğer ucuna kayabiliyor ve termometreler 30°C’yi gösterebiliyor, ama yaz mevsimi genelde yumuşak ve hoş geçiyor.

Köye ulaşım: En yakındaki büyük şehir Yakutsk’tan Oymyakon’a iki günlük (930 km) bir araba yolculuğuyla ulaşılabiliyor.

Floreana – Ekvador

Dünyanın en ücra yerleri- Floreana’daki deniz aslanları için ziyaretçilerle, fotoğraf çekimleriyle geçen sıradan bir gün

Floreana’daki deniz aslanları için ziyaretçilerle, fotoğraf çekimleriyle geçen sıradan bir gün

Galapagos Adaları, Ekvador’da tatil yapmayı düşünen herkesin hayallerini süsleyen yer. Yemyeşil bitki örtüsünü keşfetme amacı ve dev bir kaplumbağa görme umudu, adaya yılda 150.000 ziyaretçi çeken şeylerin başında geliyor. Şnorkelini al, ana San Cristobal adasından her gün kalkan gemilerden birine atla ve havalimansız bir sığınak olan Floreana’ya ulaş.

Yalnızca 100 kişiye ev sahipliği eden bu adanın sükunetini tecrübe etmenin en iyi yolu, adanın doğal harikalarını keşfetmek. Şeytanın Tacı adı verilen çökmüş yanardağ konisi köpek balıklarının, deniz aslanlarının, deniz kaplumbağalarının, yılan balıklarının ve çeşitli balıkların arasında şnorkelle yüzerken kusursuz bir arka plan manzarası teşkil ediyor.

İnsan temasının suistimal ettiği ilk adalardan biri olan Floreana işgalci vahşi keçilerin ve diğer otobur hayvanların getirilişiyle hasar gördü. Galapagos Milli Parkı’nın adayı koruma çabaları 2007’den beri tüm hızıyla devam ediyor ve bu sayede Floreana’nın yıkıma uğramış vahşi tabiatının onarılıp muhafaza edilmesi hedefleniyor. Bugün adada sayısı azımsanmayacak bir şahin, saka kuşu ve Galapagos yarışçı yılan nüfusu görebilirsin.

Adaya ilk yerleşenlerin hikayelerinde tuhaf ortadan kaybolma ve gizemli ölüm vakaları bulunuyor. Uzunca bir süre için adada işlevsel bir telefona sahip olan tek otel, yani Pension Wittmer oteli Galapagos’a ilk yerleşen ailenin soyundan gelen kişiler tarafından işletiliyor.

Cormorant Point’teki, birbiriyle tezat iki kumsalda güneşlen: Flour Beach incecik, ezilmiş mercanlardan oluşmuş, Green Sand Beach ise olivin kristallerinden ötürü yeşil renkte. Bu arada 1793’ten beri balina avcılarının kullandığı eski postaneye uğramayı da unutma; postacı rolünü üstlen ve elle teslim edebileceğin mektupları yanına al.

Adaya ulaşım: Galapagos Adaları’na anakaraya bağlı Guayaquil’den haftada birkaç kez gerçekleşen bir uçak yolculuğuyla San Cristobal adasına geçilerek ulaşılıyor. Galapagos takım adası bütçenin el verdiği takdirde adadan adaya geçiş yapmak için ideal, çünkü adalara yolcu gemileri ya da feribotlarla düzenli bir biçimde ulaşılabiliyor. En yakındaki adalardan deniz yoluyla Santa Cruz ve Isabela’ya geçilebiliyor.

Sokotra – Yemen

Dünyanın en ücra yerleri- Yemeni bir çocuk Sokotra’ya özgü ilginç Ejderha Kanı ağaçlarının yanında duruyor

Yemeni bir çocuk Sokotra’ya özgü ilginç Ejderha Kanı ağaçlarının yanında duruyor

Arap Denizi’nin diğer kıyısında, Yemen’den 400 kilometre uzakta Sanskritçede daha yaygın bir biçimde mutluluk adası olarak bilinen Sokotra bulunuyor.

1999’a kadar havalimanı olmayan bu bölgede, köyler ve arazi yıllar boyu aşırı gidiş geliş trafiğinden korundu. Adada takdire şayan ağaçlar var ve bunların en muhteşemi şemsiye benzeri bir şekle, damar benzeri dallara ve boyalarda kullanılan kırmızı bir özsuya sahip olan Ejderha Kanı ağacı. Sokotra, dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan endemik türler sayesinde UNESCO Dünya Miras Alanı sayılan yerler arasına katıldı.

Eşsiz bir doğa rezervinden fazlası olan Sokotra, dip dibe evlerden oluşan 600 köye ve 40.000 kişilik bir nüfusa ev sahipliği ediyor. Tuhaf salatalık ağacının peşine düşmediğin anlarda şahane sörf imkanlarının tadını çıkar, ıskarmoz balıkları ve vatozlarla yüz ya da Halah Mağarası’nın derinliklerini keşfet.

Zemin seviyesinden birkaç yüz metre aşağıda kalan ve içi zifiri karanlık olan mağaradaki metrelik sarkıt ve dikitler adeta yukarıdaki ağaçlara taş çıkartıyor. Burada en iyi türden eko-turizm söz konusu ve ziyaretçiler kumsalda kamp kurup dağlık manzaranın karşısında mangal yapabiliyor.

Adaya ulaşım: Anakara Yemen’de süregelen anlaşmazlıklardan ötürü, Sana’a ve Aden’den buraya her zaman uçuş bulunamayabiliyor. Yakın zamanda çıkan haberlerde Sokotra’ya Abu Dhabi’den uçuş olduğu iddia ediliyordu. Deniz yolu tercih edilirse, gemiler Salalah, Umman’dan Sokotra’ya yaklaşık bir günde ulaşabiliyor.

Daha fazla seyahat fikri mi arıyorsun? Harika! O zaman doğal bölgelerde bulunan bu çevre dostu otellerde kal ya da bu ücra otellerde kalarak dijital detoks yapma cesaretini göster.

Yazar hakkında

Fanny OlhatsFanny’yi rengârenk keçeli kalemlerinin ve süslü hediyelik eşyalarının arasındaki momondo klavyesi ile seyahatte nelerin popüler olduğuna dair coşkulu bir yazı yazarken bulabilirsin. Yarı zamanlı göçebe, tam zamanlı bir hayalci olan Fanny, zamanının büyük bölümünü Instagram’da bir sonraki seyahatini araştırarak geçiriyor. Kabin bagajında neler mi taşıyor? Seyahat defteri, kurşun kalem, bir çikolata ve en iyi 101 fıkra kitabı.

Diğer yazıları keşfedin