Seyahat etmek eskiden büyük ölçüde daha zor olsa da, ticaret, tatil veya hac gibi nedenlerle insanlar yine de yolculuk yapıyordu. Tabii ki onların da kalacak güvenli bir yer, iyi bir yemek ve sıcak bir yatak gibi ihtiyaçları vardı. Sayacağımız bu yerlerden bazıları geçmişte çalkantılı dönemlerden geçmesine rağmen yine de günümüze kadar ayakta kalmayı başardılar. Tabii bunu yaparken de sadece konaklayacak bir yer ve sıcak bir yemek gibi ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp, modern bir konfor sunmayı da ihmal etmiyorlar.
Bir sonraki seyahatini bu tarihi otellerden birinde konaklayacak şekilde planlayarak, tarihsel bir deneyim yaşama fırsatını değerlendirebilirsin.
Hotel Balzac – Paris, Fransa
19. yüzyıla dek uzanan tarihi dokusuyla, Hotel Balzac adeta romanlardan fırlamış bir yer.
Otelin binasını Fransız bir banker kendisi için inşa ettirmiş. Bankerin ölümüyle birkaç kez el değiştiren mülk, bu süreçte Paris’in en popüler toplantı salonlarından biri haline gelmiş. Otelin hiç kuşkusuz en ünlü konuğu, 1850’deki ölümüne kadar burada yaşayan Fransız yazar Honoré de Balzac’tır. Bina 1875’te otele dönüştürülmüş.
Yakın zamanda yapılan yenileme çalışmalarının ardından, otel 19. yüzyıldaki ihtişamını yansıtmaya hala devam ediyor. Otelin 13 süiti ve 56 odası, şarap rengi, gül kurusu, lacivert gibi zengin renklerle kombine edilmiş neoklasik tarzda döşenmiş. Otel ayrıca üç Michelin yıldızlı Pierre Gagnaire Restaurant’ı da bünyesinde barındırıyor.
En yakın havalimanı: Paris Orly Havalimanı, 24km
Hōshi Ryokan – Komatsu, Japonya
Yaklaşık 1300 yıldır hizmet veren Hōshi Ryokan dünyanın en eski otellerinden biridir. “Ryokan”, Japon yolcularına hizmet veren geleneksel Japon hanlarıdır. Ryokan’larda genellikle “tatami” kilimleriyle döşenmiş odalar ve müşterek kullanımlı banyolar bulunur.
Japon Denizi kıyısında yer alan otel kapılarını 718’de açtı ve o günden beri 46 nesildir aynı aile tarafından işletiliyor. Efsaneye göre, Budist bir rahip olan otelin kurucusu, köyün yakınlarındaki bir sıcak su kaynağını ortaya çıkarması için tanrıdan bir vahiy almış. Kaynağı bulan rahip, yerel halktan birinin yardımıyla çevresine bir kaplıca inşa etmiş ve bu hancı hanedanı bu şekilde doğmuş.
Günümüzde otel 450 konuğa kadar ağırlayabiliyor. Otelin en rağbet gören yönlerinden biri olan kaplıcanın söylentiye göre iyileştirici özellikleri de bulunuyor.
En yakın havalimanı: Komatsu Havalimanı, 14km
Zum Roten Bären – Freiburg im Breisgau, Almanya
Geçmişi 12. yüzyıla dek uzanan Zum Roten Bären’i (Kırmızı Ayıya Doğru) Kara Orman’ın batı ucuna kurulmuş Freiburg im Breisgau şehrinde bulabilirsin.
Şehrin tarihi bölümünde yer alan otel, 51. ‘ayı’ olarak adlandırılan hancı tarafından işletiliyor. Hancılar otelin tarihi boyunca çok çeşitli politik ve sosyal değişikliklerle yüzleşmek zorunda kalmış: yabancı ülke kuşatmaları, loncaların yükselişi ve düşüşü, bir yönetimden başka bir yönetimin buyruğu altına girme ve Orta Çağ’a damga vuran pek çok yaygın hastalık.
İkinci Dünya Savaşı sırasında bina kısmen yok olmuş olsa da, binanın pembe zemin üzerinde orijinal armasının yer aldığı tarihi cephesi bugüne kadar sağlam bir şekilde kalmış.
En yakın havalimanı: EuroAirport Basel-Mulhouse-Freiburg, 76km
Omni Parker House – Boston, Massachusetts, ABD
Omni Parker House’un geçmişi aslında klasik bir fakirlikten zenginliğe geçiş hikâyesidir. 1825’te Harvey Parker adında genç bir adam Boston’a gelir. O zamanlarda ABD’de otel bulunmaz ve yolcular basit, çoğunlukla erkekler tarafından ziyaret edilen hanlarda konaklar. Harvey’nin tek kuruşu olmadığından bir faytoncu olarak iş bulur. Birikimleriyle bir restoran satın alır ve burayı uzun yıllar başarıyla işlettikten sonra günümüzde Omni Parker House olarak bilinen mülkü satın alır. İlk başlarda Parker House Hotel olarak adlandırılan bu yer kapılarını ilk kez 1855’te açar.
Zaman içinde otel önemli politikacıları, yazarları ve aktörleri de ağırladı. Charles Dickens, Amerika’daki ilk kitap okuma gününü burada düzenledi. John F. Kennedy kongre adaylığını buradan ilan etti. Hatta Massachusetts’in resmi tatlısı Boston Cream Pie (Boston Kremalı Turtası) bile otel tarafından yaratıldı.
Günümüzde otelde 551 oda ve süit ile birlikte üç restoran da bulunuyor.
En yakın havalimanı: Boston Logan International Airport, 5.5km
The Olde Bell – Hurley, Birleşik Krallık
İngiliz kırsalında bulunan ve Londra’dan bir saatlik araba yolculuğuyla ulaşılabilen The Olde Bell, bildiğin konaklama imkânlarından biraz farklı bir yer. 1135’te kurulan bu otel, tıpkı bir kasaba gibi işlev gören çeşitli tarihi binalardan oluşuyor. Ana konaklama bölümü gece kalan müşteriler ve yerel halk için ayrılırken, bitişikteki binalar da özel toplantılar için kullanılıyor.
Açık havada yenilen yemekler de burada oldukça seviliyor: Summer Kitchen’da (Yaz Mutfağı) rostonun tadını çıkarabilir, yanına piknik sepetini alarak meyve bahçesinin yolunu tutabilir veya yabani bahçelerde beyaz şarabını yudumlayabilirsin. Kırsal bölgelerde yapılan tatillerin olmazsa olmazlarından biri de yürüyüşlerdir. Meyve ve sebzelerin yetiştirildiği Kitchen Gardens veya 10 dakikalık yürüyüşle ulaşılabilen Thames kıyısındaki hoş bir alan keşfetmen için seni bekliyor.
Pinewood Studios’a yakınlığı nedeniyle ünlülerle de sıkça karşılaşılabilen bu mekân daha önce film seti olarak da kullanılmış.
En yakın havalimanı: Londra Heathrow Havalimanı, 30km
Hotel Interlaken – Interlaken, İsviçre
İki gölün ortasındaki bir ovanın üzerine inşa edilmiş Interlaken, 1800’lerde popülarite kazanmış ve ünlü sanatçıları, bestecileri ve yazarları ağırlamış bir İsviçre tatil otelidir. Otelin ağırladığı ünlülerden ikisi, İngiliz şair Lord Byron ve Alman besteci Felix Mendelsohn, Interlaken’i ziyaretlerinde, şehrin en eski otellerinden Hotel Interlaken’de önemli izler bıraktı.
Eskiden bir manastır olan Hotel Interlaken’den bir konukevi olarak ilk 1323’te bahsedilir. Yapı 1491’de kapsamlı bir restorasyondan geçer ve o zamanlarda üzerine işlenen arma günümüzde de binanın cephesinde görülebilir.
Yakın zamanlarda yapılan restorasyonlarda otelin standartları yükseltildi ve binanın orijinal görünümünün korunmasına da dikkat edildi.
En yakın havalimanı: Bern Havalimanı, 51km
Pera Palace Hotel Jumeirah – İstanbul, Türkiye
Eski dünyanın zenginliklerine dalmaya hazırlan. Pera Palace Hotel, Şark Ekspresi’nin Avrupalı zengin yolcularına hizmet vermek üzere 1892’te açıldı. Yapının mimarı aslında Paris mimarisinden esinlenmiş olsa da, birkaç yerel dokunuş katmayı unutmadı ve bu sayede otelin müşterileri tamamen yepyeni bir dünyayı keşfederken, kendilerini aynı zamanda evlerinde gibi hissetmeyi başarabildiler.
Otel 2010’da büyük çaplı bir restorasyondan geçmiş olsa da orijinal tasarımının önemli bir bölümü korundu. Kubbeli Çay Salonu, Belle Époque döneminin aynası gibidir: siyah, altın ve şarap renklerinin tonlarıyla krallara layık bir atmosfer sunar. Altı küçük kubbeye sahip tavanı izlerken hayranlığını gizleyemeyeceğine emin olabilirsin.
Otelin hizmet verdiği süre boyunca, başta roman yazarı Agatha Christie olmak üzere pek çok ünlü sima Pera Palace’ın konuğu oldu. İddialara göre, yazar Şark Ekspresinde Cinayet adlı ünlü romanını da burada kaldığı bir dönemde yazmış.
En yakın havalimanı: İstanbul Atatürk Havalimanı, 20km
Fleischer’s Hotel – Voss, Norveç
Norveç’in harikalar diyarı Voss’ta inşa edilmiş İsviçre tarzında bir yapı olan Fleischer’s Hotel, tarihi boyunca kralları, kraliçeleri ve prensleri ağırlamış bir aile işletmesidir.
Ailesine ait Voss Kilisesi’nin satışından elde ettiği parayı kullanan otelin kurucusu Fredrik Lyth Ørum Fleischer, oteli 1864 yılında açtı. Karla örtülü dağlar, gür ormanlar ve harikulade göllerle çevrili konumunu misafirperverliğe odaklanmış bir hizmet anlayışıyla birleştiren Fleischer’s Hotel, kısa bir süre içinde hem aristokratların hem de sıradan turistlerin popüler konaklama yerlerinden biri haline geldi.
Geçirdiği pek çok yenileme çalışmasının ardından, günümüzde otelde 110 oda, iki restoran, bir bar, yaz terası ve çeşitli sağlık tesisleri bulunuyor.
En yakın havalimanı: Bergen Havalimanı, 100km
Belmond Grand Hotel Europe – Saint Petersburg, Rusya
Ünlü Belmond Grand Hotel Europe’u dev şehir Saint Petersburg’un tam kalbinde bulabilirsin.
Başta üç ayrı bina olarak inşa edilen bu yer, İtalyan mimar Carlo Rossi’nin üç yapıyı zarif bir dış görünüm altında harikulade bir şekilde birleştirmesiyle, 1830’da bir otel olarak hizmet vermeye başladı. Zaman içinde pek çok yenileme çalışması geçiren otel, savaş zamanlarında bir yetimhane ve hastane olarak bile kullanıldı.
Günümüzde, otelin geniş iç alanı Art Nouveau tarzında bir tasarıma sahiptir ve içinde üç restoran, bir kafe ve bir bar yer alır. Zevklere hitap eden türden bir yemek tarzına sahip otelde, Asya mutfağını veya havyar ve şampanya eşliğinde akşam yemeğini tercih edebileceğin gibi, ikindi çayında otelin çikolata fabrikasında üretilen çikolatalarla mutluluğa ulaşabilirsin.
Tahmin edilebileceği gibi, Belmond pek çok ünlü konuğu ağırladı ve içlerinden birkaçını onurlandırmayı da ihmal etmedi. Otelde her biri burada düzenli olarak konaklamış ünlü kişilere adanmış Dostoyevski Süiti, Romanov Süiti ve Pavarotti Süiti gibi 10 tarihi süit bulunuyor.
En yakın havalimanı: Pulkovo Havalimanı Saint Petersburg, 20km
Belmond Grand Hotel’de oda ara
Parador de Santiago (Hostal dos Reis Católicos) – Santiago de Compostela, İspanya
Parador de Santiago (diğer adıyla Hostal dos Reis Católicos) ünlü hac yolu Santiago de Compostela’nın en ucunda yer alır.
15. yüzyılın sonlarında, krallığın Katolik hükümdarları Ferdinand ve Isabel hac ziyaretine gittiler ve vazifelerini tamamlamalarının ardından altyapıyı geliştirmeye karar verdiler. Böylece, hac yolunu tamamlayan hacıların dinlenmeleri için tasarlanan bir yer olarak, Hostal kapılarını ilk kez 1499’da açtı. Doktorları, hemşireleri ve rahipleriyle eksiksiz bir yerdi ve sunulan tüm hizmetler de ücretsizdi. Günümüzde ise Hostal beş yıldızlı bir oteldir.
Bina işlek Obradoiro meydanına bakan gösterişli bir cepheye sahiptir ve iç tasarımında da İspanyol Rönesansı ve Barok etkiler göze çarpar: kubbeli tavanlar, antika mobilyalar ve 17. ile 18. yüzyıldan kalma orijinal sanat eserleri.
Uzun bir geçmişe dayanan bir geleneğin devamı olarak, her gün Parador’un kapısından geçen ilk 10 hacıya ücretsiz öğle yemeği verilir.
En yakın havalimanı: Santiago de Compostela Havalimanı, 14km
Parador de Santiago’da oda ara
Nørre Vissing Kro – Skanderborg, Danimarka
Danimarka’nın “kro” hanlarının tarihi, yol üzerinde her 40 km’de bir han olması gerektiğini söyleyen kraliyet fermanının verildiği 13. yüzyıla dayanır. Pek çoğunun günümüze kadar ulaştığı bu hanlar genellikle tenha bölgelerde yer alır ve kırsal bölgelerde geçirilecek sessiz ve huzurlu tatiller için ideal yerlerdir.
Parlak mavi bir renge boyanmış Nørre Vissing Kro, Jutland’ın doğu kıyısındaki tepelerin ve ormanların arasına gizlenmiştir. 1801’de açılan bu kro, kısa bir zaman içinde krallar tarafından verilen bir ayrıcalık olan kraliyet onuruna layık görüldü. Kısa bir süre önce geçirdiği yenilemenin ardından, bu kro hanı geçmişe dair köklerini modern Danimarka iç tasarımıyla buluşturmayı başarıyor. Lavantalarla çevrili bahçe odası ise şömineden gelen çıtırtıların yarattığı huzur verici atmosferin eşliğinde yemyeşil bir manzara sunuyor.
Bu otelin en dikkat çekici yönlerinden biri de, yerel olarak üretilen malzemelerden hazırladığı enfes füzyon yemekleriyle öne çıkan şef Morten Mygind’in liderliğindeki restoranıdır.
En yakın havalimanı: Aarhus Havalimanı, 69km