Gizli geçitler, antik tüneller, yasadışı aktiviteler, korkunç söylentiler ve şehir efsaneleri – yeryüzünün altı, bir zamanlar yaşanmış büyülü hikâyeler ve pek az kişinin duyduğu olaylarla doludur. Dünyanın bu 9 harika yeraltı şehrine bir göz atmaya ne dersin?
Derinkuyu, Kapadokya, Türkiye
İç Anadolu’daki Kapadokya şehri, yaklaşık 85 metre derinliğe ulaşan ve 36’dan az olmayan yeraltı şehrine ev sahipliği yapar ve içlerinde en derini de Derinkuyu’dur. 1963’te keşfedilen tüneller ve odalardan oluşan bu yeraltı ağında muhtemelen 20.000’den fazla kişi yaşıyordu ve normal bir şehirde görebileceğin tüm tesisleri ve odaları da içinde barındırıyordu: yaşam alanları, ahırlar, kiliseler, depolar, yemekhaneler ve şarap imalathaneleri.
1965’te halka açılan Kapadokya’da yeraltı şehirlerinin sadece %10’u ziyaretçilere açıktır. Derinkuyu’yu eşsiz yapan en önemli özellik, üç ve dördüncü katlar arasındaki krusiform (haç şeklinde) kilise ve kemerli tavandır.
Çevrede ulaşılabilecek pek fazla bilgi olmadığından, keşfetmeye başlamadan önce rehberli bir tur için rezervasyon yapmayı düşünebilirsin.
Daha fazlası: Kapadokya’nın mağara otelleri
Yakındaki Konya’ya uçak bileti ara
Şangay Tünelleri, Portland, Amerika Birleşik Devletleri
Portland da, Şangay Tünelleri veya daha az bilinen ‘Portland Yeraltı’ adıyla kendi yeraltı şehrine sahip yerlerden biridir. Bu karmaşık tünel ağının, Çin Mahallesi olarak da bilinen Portland’ın tarihi semtini bir zamanlar şehrin merkezine bağladığı söyleniyor. Ne yazık ki toprak altındaki bu alanların pek çoğu çeşitli kamu çalışmaları sırasında doldurulmuş ama birkaç tanesi hala yerinde duruyor ve keşfedilmeye de hazırlar.
Zamanında, şehir merkezindeki pek çok bar ve otelin bodrumları bu tüneller sayesinde Willamette Nehri kıyısına bağlıymış ve bu sayede malzemeleri demirli gemilerden trafiğe ve yağmura yakalanmadan doğrudan bodrumlara taşımak mümkün olabiliyormuş. Hala tartışmalı bir konu olsa da, bir söylentiye göre tüneller ‘şangaylama’ (adam kaçırarak gemide zorla tayfa olarak kullanmak) için de kullanılıyormuş.
Yine de, korkmana hiç gerek yok; günümüzde bu yeri yürüyüş turlarıyla güven içinde dolaşarak Şangay Tünelleri’nin karmaşık ağını keşfedebilir ve Portland’ın geçmişiyle ilgili karanlık bir öykünün iç yüzünü anlayabilirsin.
Edinburg Mahzenleri, Edinburg, Birleşik Krallık
İskoç başkentinin sokaklarının altında, geçmişi 18. yüzyıla uzanan karanlık ve rutubetli bir dünya yatıyor. South Bridge Mahzenleri olarak da bilinen Edinburg Mahzenleri, South Bridge’in 19 kemeri içerisine açılmış odalardan oluşmaktadır.
Büyük bir genişleme ve büyüme dönemi olan 1788’de açılan mahzenler, Edinburg’un batıl inançların etkisinin altında olduğu bir zamana denk gelmiştir. Mahzenler, çevresine kasvetli ve ürkütücü bir hava yaymaya günümüzde de devam ediyor. Aslında hanlar, ayakkabı tamircileri, bıçakçılar, demir dökümcüleri ve diğer zanaatkârlara yer sağlaması ve yasadışı malzemelerin depolanması için inşa edilmiş bu yere, söylentiye göre seri katiller Burke ve Hare de tıbbi deneyler için sattıkları birkaç cesedi saklamışlar. Daha sonraları, zanaatkârların burayı terk etmesiyle, mahzenler şehrin en fakirleri tarafından işgal edilmiş ve rutubetli odalara dağılmış meyhaneler ve genelevlerle şehrin batakhanesi halini almış. Hem de günümüzün genelev semtlerini adeta hoş ve konforlu gösterecek kadar korkunç bir batakhane…
Edinburg’un zarif sokaklarından derinliklere dal ve rehberinin hala dolaşan hayaletlerle ilgili ürkütücü hikayelerine kulak ver.
Dixia Cheng, Pekin, Çin
Pekin’in yeraltı şehri Dixia Cheng, 1970’lerde istilalar, bombalamalar ve nükleer saldırılar sırasında sığınak olarak hizmet vermesi için inşa edilmiştir. Yeraltı Çin Seddi olarak da anılan uzun tünel ağları neredeyse 100 gizli girişe sahiptir ve söylenene göre, vatandaşların uzun süreli sığınma ihtiyacı duyma ihtimali yüzünden okul, hastane ve uyuma alanları gibi hizmetleri de içerecek şekilde tasarlanmıştır. Neyse ki, bu devasa yeraltı sığınağının yapılış amacına uygun bir istila hiç yaşanmadı ve 2000’de tesis halka açıldı. Turlar kompleksin sadece küçük bir bölümünü içeriyor olsa da, tesis yine de dünyanın her yerinden turistlerin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dixia Cheng 2008’den beri yenileme çalışmaları altında ve ziyaretçilere de kapalı ama ileriki bir tarihte tekrar açıldığında görmek üzere burayı seyahat listene ekleyebilirsin.
Wieliczka Tuz Madeni, Krakow, Polonya
Krakow’un 15 kilometre dışındaki Wieliczka kasabasında bulunan Wieliczka Tuz Madeni 13. yüzyılda inşa edildi ve sofra tuzu imal etmeye 2007’ye kadar aralıksız devam etti.
Polonya’nın en büyük turistik yerlerinden biri olan bu yeraltı tuz şehri, günümüzde karanlık mağaralardan evrim geçirerek, 300 kilometreyi aşkın etkileyici galerilere, yaklaşık 3000 odaya ve ilk üç katı halka açık olan dokuz kata sahip olan karmaşık bir labirent halini aldı.
378 basamaklı ahşap merdivenden indiğinde karşında çok çeşitli rehberli tur seçenekleri bulacaksın: Eğer tuz madeninin geçmişine ilgi duyuyorsan Madenci Turu’nu seçebilir ve zorlu bir meslek olan tuz madenciliğini tüm yönleriyle kavrayabilirsin. Alternatif olarak, dini konularla daha fazla ilgileniyorsan, Papa II. Ioannes Paulus heykelini ziyareti ve turun sonunda da Missa Ayini’ni içeren Hacı Turu’nu seçebilirsin.
Yakındaki Krakow’a uçak bileti ara
RÉSO, Montreal, Kanada
Fransızca’da ağ anlamına gelen réseau kökünden gelen RÉSO, Montreal’in mihenk taşlarından biridir. Bu dev labirent, Montreal şehir merkezi çevresindeki caddelerin altında uzanır ve çok çeşitli mağazaları, restoranları, otelleri, galerileri, yedi metro durağını, sinemaları, bir kütüphaneyi ve hatta apartman binalarını bünyesinde barındırır.
Birbirine bağlı ilk bölümler, 1962’de trafiği rahatlatmak ve özellikle sert kış aylarında faydalı olacak korunaklı bir ulaşım yolu sağlamak amacı ile inşa edildi. 1966’da Montreal Metrosu’nun açılışından bu yana yeni bağlantılar eklenen RÉSO, günümüzde 32 km boyunca uzanan tünellerden oluşmaktadır ve 120’den fazla giriş noktasına sahiptir. Alışveriş haricinde, sürekli sergilenen sanat eserlerine bakmak ve şehir meydanlarını ve kültür merkezlerini ziyaret etmek için de buraya gelebilirsin. Eğer tüm gizli noktalarını keşfetmek istiyorsan, rehberli bir tura rezervasyon yapıp yürüyüşe hazırlanabilirsin.
Setenil de las Bodegas, İspanya
Listedeki diğer bazı yerlerin aksine, Güney İspanya’daki Setenil de las Bodegas adlı pueblo (küçük kasaba) tam olarak bir yeraltı şehri değildir, sadece dışa doğru çıkıntı yapan devasa bir kayanın altında yer alır. Rio Trejo nehri tarafından aşındırılmış dar bir kanyon boyunca uzanan evler, kanyon duvarlarının içine ve altına doğru inşa edilmiştir. Buraya yerleşen halkın oldukça pratik nedenleri bulunuyordu: evin arkasının doğa tarafından korunduğu ve sadece ön cephesinin inşa edildiği, yaz sıcağını ve kış soğuğunu uzak tutmaya yarayacak evler inşa etmek.
Küçük bir yer olsa da, Setenil de las Bodegas’ta da harika şeyler bulabilirsin: kanyonun altına tıkıştırılmış ufak tapas barlarını ziyaret ederek, chorizo, zeytinyağı, bal, reçel ve Endülüs şarabı gibi yerel lezzetlerin tadını çıkarmak gibi. Doğa aşığıysan, doğal çeşitliliğe sahip El Escarpe de Río Trejo’da yürüyüş yapabilir veya pek çok romantik efsaneye esin kaynağı olmuş Ruta de los Bandoleros’u da gezebilirsin.
Daha fazlası: İspanya Mutfağı – ülkenin en iyi lezzetlerine yumul
Pilsen Tarihi Yeraltı Tünelleri, Çek Cumhuriyeti
Ülkenin batısında bulunan Pilsen şehri, 14. yüzyılda şehrin caddelerinin altına inşa edilen geçitler, mahzenler ve kuyulardan oluşan 20 km uzunluğunda bir geçit labirenti olan Pilsen Tarihi Yeraltı Tünelleri’ne ev sahipliği yapar. Bu mahzenler, bir zamanlar yiyecek ve bira varillerini depolamak için kullanılıyordu ve söylentiye göre, saldırı durumlarında da kaçış yolu olarak düşünülüyordu. Mahzen duvarlarının arasında hazinelerin gömülü olduğu da burayla ilgili efsanelerin arasında yer alıyor.
Bu dâhice yeraltı sistemini keşfedebileceğin rehberli turların öne çıkan bölümleri; buz mahzeni, su kulesi ve ortaçağ kitap ciltçiliği sergisi ziyaretidir. Tur ünlü yerel bira Pilsner Urquell’i tadabileceğin Bira Fabrikası Müzesi’nde sona eriyor.
Yakındaki Prag’a uçak bileti ara
Moose Jaw Tünelleri, Moose Jaw, Kanada
Güney Kanada’da, Saskatchewan eyaletinin sessiz Moose Jaw şehrinde, iki ayrı hikâyeye sahip bir dizi tünel bulunur.
20. yüzyılın başlarında, Kanada hükümeti yerel halkın işlerini ellerinden alacakları endişesiyle Çinli göçmenlere utanç verici bir ‘kelle vergisi’ politikası uygulamaya başlamıştı. Vergiyi ödeyemeyen ve korkan yasadışı Çinli göçmenler yeraltına çekilmek zorunda kaldı. Çinliler, 1920’lere kadar ailece burada yaşadılar ve yiyecek ve diğer çeşitli ihtiyaçları için yerin üstündeki yerel işletmelerde çalışmaya devam ettiler. 1920’lerden sonra bu labirentler yeni bir amaca kavuştu: ABD’ye yakınlığı nedeniyle, alkol yasağı döneminde Kanada’dan ABD’ye alkollü içki kaçakçılığı.
Söylentiye göre tüm bu kaçakçılığın başında Al Capone vardı ama bu hiçbir zaman kanıtlanamadı.
Bu iki teatral ve etkileşimli tura katılarak, Moose Jaw caddelerinin altındaki gerçekleri yaşayarak görebilirsin: Çinli göçmenler gibi saklanarak ve ünlü Al Capone ile el sıkışarak.