Arnavutluk, Avrupa’nın oluşturduğu karmaşık yapbozun el değmemiş ve keşfedilmemiş parçalarından biridir. Masalsı doğal güzelliklerle, gözünü ayıramadığın manzaralarla, zengin bir kültürle ve inanılmaz bir misafirperverliğe sahip yerlilerle dolu Arnavutluk, özgün bir seyahat deneyimi için ziyaret edilmesi gereken yerlerin en başında geliyor.
Seyahat yazarı Anita Hendrieka ülkenin en harika deneyimlerini keşfetmek için yola koyuldu. Arnavutluk topraklarının %70’inden fazlasını dağlık alanlar oluşturuyor, bu yüzden doğayla ilgileniyor ve açık hava aktivitelerini seviyorsan burayı listenin en tepesine yazmalısın.
Ülkenin karakter bakımından geri kalmadığını da söyleyebiliriz. Arnavutlar harika mizah duygusuna ve rahat tavırlara sahipler ve bu ikincisi zaman zaman hevesli gezginlerin sabrını da zorlayabiliyor.
Arnavutların geleneklerine önem veriyor olması ve ülkenin biraz da zamanda donup kalmış bir yere benzemesi, daha basit yaşamak ve seyahat etmek konusunda ilham veriyor.
Teknolojinin ikinci planda kalmasıyla, burada yapılan seyahatler anı yaşamak için harika bir fırsat sunuyor. Arnavutluk’a ülkenin tek havalimanına sahip başkenti Tiran’a yapılan uçuşlarla ulaşılabiliyor.
Arnavutluk’un hikâyesi
Arnavutluk’un karmaşık bir hikâyesi var ve ülke 47 yılın ardından 1992’de sona eren komünist rejiminin yaralarını sarmaya hala devam ediyor.
Savaş konusundaki paranoyalarıyla tanınan diktatör Enver Hoca’nın emriyle 750.000’in üzerinde sığınak inşa edildi. Neyse ki Arnavutluk bu sığınakları hiçbir zaman kullanmak zorunda kalmadı ve pek çoğu da ya yıkıldı ya da yaratıcı bir şekilde otellere, kafelere ve hatta dövme stüdyolarına dönüştürüldü.
Ancak, bütün bunlar Arnavutluk’un 5000 yıllık uzun tarihinin sadece küçük bir bölümü. Bundan önce, 400 yılı aşkın bir süre Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altındaydı ve bu dönemde halkının çok büyük bir bölümü Müslüman oldu.
Arnavutluk aynı zamanda komünizmin gelmesiyle dini tamamen yasaklayan ilk ülke oldu. Bu dönemde sayısız kilise ve cami yıkıldı ama son on yılda yavaşça da olsa yeniden inşa ediliyorlar ve din de insanların hayatına yeniden girmeye başladı.
Güney Arnavutluk: Doğal ve antik harikaların arasında
1. Saranda
Harika deniz ürünleri restoranlarına, hareketli gece hayatına ve neşe dolu bir ortama sahip kıyı şehri Saranda’yla macerana başlayabilirsin.
Yaz mevsiminde Saranda gençlerle ve inanılmaz eğlenceli gece hayatıyla coşkulu bir havaya bürünüyor ve gün doğana kadar süren partilere ev sahipliği yapıyor.
Saranda, kıyı şeridinde uzanan diğer kasabaları ve plajları keşfetmek için de harika bir merkez.
Dilersen Yunanistan’ın en yeşil adalarından biri olan ve oldukça beğenilen Korfu adasına giden feribotlara da atlayabilirsin. Korfu’da konaklayan turistler de sık sık günübirlik gezilerle daha sakin ve ucuz komşuları Arnavutluk’u görmeye geliyor.
Önerilen hostel: Hairy Lemon Hostel
Saranda’yı ziyaret ederken sadece 20km uzaktaki renk cümbüşü Mavi Göz kaynağını görmeye gitmemek olmaz.
Mavi Göz 50 metrenin üzerinde bir derinliğe sahip ama dalgıçlar sadece 50 metre aşağıya dalabildiklerinden tam olarak ne kadar derin olduğu bilinmiyor.
Kaynağın sıcaklığı yıl boyunca ortalama 10 derece civarında seyrediyor, yani istersen yüzebilirsin ama çıktığında ayaklarını hala hissediyor olacağının garantisi yok.
Buraya en az birkaç saat ayırmalısın ve eğer yaz aylarında gelirsen manzaranın tadını çıkarırken rahatlayabileceğin birkaç restoran da bulabilirsin.
2. Ksamil
Saranda’nın sadece 30 dakika güneyinde beyaz kumsalları ve kristal berraklığındaki turkuaz sularıyla gerçek bir Arnavutluk cenneti olan Ksamil yer alıyor.
Ksamil, elinde bir kokteylle rahatlayabileceğin mükemmel bir ortam sunan, Avrupa’nın Karayipleri sayılabilecek bir yer.
Burası yaz aylarında inanılmaz rağbet görüyor, bu yüzden buraya eğer mümkünse nisandan eylüle kadar uzanan yaz sezonunun başında veya sonunda gelmeni öneriyoruz. Böylece daha hoş ve rahatlatıcı bir deneyim yaşayabilirsin.
Önerilen otel: Relax Apartments Ksamil
Ksamil’in sunduğu rahat yaşam tarzının keyfini yeterince çıkardıktan sonra Butrint’in yolunu tutabilirsin. Burası Arnavutluk’tan Unesco’nun Dünya Mirası listesine giren ilk tarihi alandı. Butrint bir Roma şehri ve aynı zamanda da bir Yunan kolonisiydi, yani bu tarihi harikada hem Roma hem de Yunan karakteristik özellikleriyle karşılaşacaksın.
3. Himara
Kıyı şeridinde biraz yukarı doğru çıktığında Himara’ya ulaşacaksın. Gündüzleri Tramonto ve Ostria Taverna gibi deniz ürünü restoranlarıyla dolup taşan sakin bir sahil şehri, geceleri ise özellikle yaz aylarında küçük ama hayat dolu gece hayatıyla öne çıkan bir yer burası. Yunan nüfusunun yoğunluğundan dolayı Himara’da çok çeşitli Yunan tavernaları da seni bekliyor.
Instagram’a koyabileceğin inanılmaz bir fotoğraf çekmek istiyorsan, tüm şehri yukarıdan gören kale harabelerini mutlaka ziyaret etmelisin. Bu kale Himara’nın tarihi kasabasında yer alıyor ve Adriyatik ile İyonya Denizlerinin muhteşem manzaralarını sunuyor.
Önerilen hostel: Himarё Hostel
4. Berat ve Ergiri – tarihi ikizler
Arnavutluk’un iç bölgelerine doğru biraz daha kuzeyde ise Unesco Dünya Mirası Alanı listesindeki harikulade Berat yer alıyor. Ülke mimarisinin büyük bölümünü komünizm şekillendirmiş olsa da, Osmanlı İmparatorluğu’ndan büyük ölçüde etkilenen Berat buna bir istisnadır.
Berat 2400 yılı aşkın geçmişiyle Arnavutluk tarihinin incilerindendir. Yükseklere tünemiş, şehre yukarıdan bakan kalesi ve altına sıralanmış Osmanlı esintili çeşit çeşit beyaz evleriyle Berat’ın “bin pencereli şehir” adını nereden aldığı kolayca anlaşılıyor. Kale ve çevresindeki alan hala Berat halkının önemli bir bölümüne barınma imkânı sağlıyor.
Önerilen otel: Hotel Muzaka
Ergiri çoğu zaman Berat’ın ikiz şehri olarak anılıyor ama bu durum sadece birini ziyaret etmenin yeterli olduğu anlamına gelmiyor. Tıpkı Berat gibi, Ergiri’de de Osmanlı tarzında beyaz evler var ama bunlar yassı taşlardan yapılmış çatılara sahipler ve hem o kadar eşsiz hem de o kadar iyi korunmuşlar ki, şehir Unesco Dünya Mirası listesinde kendine bir yer bulabilmiş. Şehri ziyaret ederek taş döşeli caddelerini, küçük hisarlarını ve taş evlerini kendi gözlerinle görmeli ve mutfak sanatının tadını çıkarmayı da unutmamalısın.
Berat ve Ergiri birbirlerinden çok uzak değiller ve otobüslerle iyi bir ulaşım bağlantısına sahipler.
Önerilen otel: Hotel Argjiro
Kuzey Arnavutluk: Kültür ve tarih meraklıları için
1. Tiran (Tiranë)
Arnavutluk’un hareketli başkenti Tiran, kültürlerin buluşma noktası olan yerlerden biri ve ayrıca bu büyüleyici ülkenin de kalbi. 1992’de komünizmin yıkılmasıyla Tiran bir yenilenme dönemine girdi ve bir zamanların bu yasaklarla dolu sıkıcı şehri çehre değiştirdi: canlı renklere boyandı, caddeler sıra sıra bar ve restoranlarla doldu ve şehrin her yerinde yeni meydanlar açıldı.
Tiran’da hafta sonunu geçirmenin en iyi yolu, azımsanmayacak türdeki birinci sınıf müzelere göz atmak, şehre yayılmış duvar resimlerinin keyfini çıkarmak ve barları dolaşmaktır. Kış aylarında ise yazlık uğraşlarından dönen yerel halk sayesinde burası Arnavutluk gece hayatının merkezi haline geliyor.
Önerilen hostel: Trip’n’ Hostel
2. Dıraç
Denize doğru düz bir rota çizdiğinde liman şehri Dıraç’a ulaşacaksın. Geçmişi milattan önce yedinci yüzyıla uzanan Dıraç, Arnavutluk’un en eski şehri ve aralarında Balkanların en büyük Roma amfitiyatrosunun da bulunduğu antik harabeleriyle ünlü. Kumsalları ve turkuaz suları da Dıraç’ın rağbet gören yerlerden biri olmasını sağlıyor ve şehir bu özellikleriyle Tiran’ın hareketli yaşamına hoş bir mola imkânı sunuyor.
Önerilen otel: Adriatik Hotel
3. İşkodra
Arnavutluk Alplerine açılan kapı olarak da bilinen İşkodra, Karadağ sınırına yakın bir noktada yer alıyor. Pek çok yazar, sanatçı, fotoğrafçı ve ressamın hayata gözlerini açtığı bu şehir kültürel zenginliğiyle tanınıyor.
Şehirden batıya doğru yolculuk yaparak, Güney Avrupa’nın en büyük gölü olan görülmeye değer İşkodra Gölü’nü ziyaret etmeyi de unutma.
İşkodra’da hem kuzeydeki Karadağ ve Hırvatistan’a hem de güneydeki Tiran’a giden güvenilir otobüs seferleri bulabileceğinden, burası Arnavutluk turunu sonlandırmak için de harika bir seçim.
Önerilen hostel: Wanderers Hostel
Diğer otel fırsatlarına hemen göz at >>
Ulaşım
Arnavutluk içinde en kolay şekilde arabayla yolculuk edebilirsin ama dilersen ülkeyi otobüs turuyla da gezebilirsin.
Bu turlar gayet hoş ve ucuzlar ama Arnavutluk’ta ulaşım konusunda belirli bir tarih veya zaman çizelgesine çok da sadık kalınmıyor. Ayrıca, otobüs programları da yazdan kışa değişiyor, bu yüzden otobüslerin ne zaman çalıştığını yerel halktan birine sormalısın – en doğrusunu onlar bilecektir.
Derme çatma otobüs durakları olsa da, otobüs şoförleri yoldayken otostopçuları ve elini uzatan herkesi almaktan çekinmiyor.
Özetlemek gerekirse: koltuğunu bir sürü koliyle, bir buzdolabıyla veya bir araba motoruyla paylaşmak zorunda kalırsan hiç şaşırma.
Arnavutluk yemekleri – tekneden taze taze
Arnavutluk mutfağında Yunanistan, Türkiye ve İtalya etkileri bulunuyor ve genellikle ağız sulandıran lezzetteki yerel ürünler kullanılıyor.
Arnavutluk yemeklerine tavё kosi (elbasan tava) ve byrek (börek) gibi örnekler verilebilir. Burada ayrıca yüksek kalitede sayısız pizzacı ve Yunan tarzında pek çok yemek bulacaksın ve sahil kesimi boyunca hesaplı ve lezzet dolu taptaze deniz ürünleri tadabileceksin.
Arnavutluk’un en popüler içeceği ise mayalanmış üzümlerle veya bazen de erik ve kayısı gibi diğer meyvelerle yapılan rakıdır. Rakı burada tıbbi amaçlarla da kullanılabiliyor. Gelip kendin de deneyebilirsin.
Okumaya devam et: