Yazın Avrupa’nın en popüler varış noktalarındaki enerjiyi ve heyecanı hepimiz seviyoruz, ama insan bazen kalabalıktan uzaklaşıp kendisine aitmiş hissi veren bir yer bulmak istiyor… Özellikle de o yer kumlarla kaplı bir sahilse.
Neyse ki Avrupa’da, plajda kafa dinlemeyi uman herkes için, büyük bir kısmı yazın oluşan insan kalabalığından uzak birçok muhteşem plaj bulunuyor. Sana Avrupa’nın en iyi gizli plajlarını sunmak için Amerikalı-Norveçli blog yazarı Silvia’yla işbirliği yaptık. Silvia, herkesin geçmediği yollardan geçerek yaptığı seyahatleri anlattığı Heart My Backpack adlı blogun arkasındaki güç.
Sıralayacağımız plajlardan bazıları kıtanın az ziyaret edilen köşelerinde olsa da, diğerleri popüler varış noktalarına şaşırtıcı derecede yakın, ama hepsinin ortak noktası yumuşak kumlar, berrak sular ve katıksız bir dinginlik.
Balemartine – Tiree Adası, İskoçya
İskoç Hebridleri bazı muhteşem plajlara ev sahipliği ediyor. Bu plajlarda kum öyle beyaz, su öyle turkuaz ki Hebrid plajlarından birinin fotoğrafları bir keresinde kazara (yoksa tamamen kasti olarak mı?) Tayland’daki bir plajın reklamını yapmak için kullanılmıştı. Tiree ufak bir Hebrid adası; yani, adada bisikletle kolayca sağa sola gidebilirsin. Burada kıyının hemen her bölümü güzelim, beyaz kumlu plajlardan oluşuyor ve ada çok küçük olduğundan, insan tamamen kendisine ait bir sahil şeridi bulabiliyor. Eskiden içleri isten karardığı için kara ev adını alan yapılardan oluşan minicik Balemartine köyündeki plaja uğramadan geçme. Bu arada, İskoçya’da olduğunu unutma. Hava her zaman planlarınla işbirliği içinde olmayabilir, ama olduğunda insana harikulade bir gün yaşatır.
Słowiński Milli Parkı – Łeba, Polonya
Kim plajlar için Polonya’ya gider ki? Sen gidersin, ya da en azından gitsen iyi olur! Aslında Polonya, Avrupa’nın en müthiş plajlarından sayılabilecek bir plaja ev sahipliği ediyor. Gdansk, Leba’dan iki saat uzaklıkta, kum tepeleriyle meşhur, geniş bir doğal rezerv olan Slowinski Milli Parkı bulunuyor. Kum tepeleri öyle etkileyici ki, biraz korkutucu bile olabiliyor. Bunlar yılda üç ila on metre hızla hareket ederek yavaş yavaş iç kesimlere doğru ilerliyor. Uzun bir yürüyüşe çık ve bu güzelim manzaranın birkaç fotoğrafını çekmeden dönme. Yüzdüğün anlar gezinin en hatırlanası anları olmayabilir, am bu plaj kesinlikle “en akılda kalan plajlar” listene girecek.
Dhërmi Plajı – Dhërmi, Arnavutluk
Avrupa’nın en iyi gizli plajlarından bahsedip de, tenha plajların kraliçesi Arnavutluk’un adını ağzına almamak olmaz. Arnavutluk Rivierası’nda araba yolculuğuna çıkarsan kristal berraklığında suları olan sayısız boş plajla karşılaşırsın. Belki aralarında en güzeli olan Dhërmi Plajı’nda upuzun, beyaz kumlu bir sahil şeridi bulacaksın ve bu şeritlerin uzunluğu sayesinde, tek başına kalabileceğin bir yer bulma ihtimalin çok yüksek.
Krapets Plajı – Krapets, Bulgaristan
Varna sıcak yazları ve düşük fiyatları sayesinde ekonomik deniz tatilleri için popüler bir varış noktası haline geldi. Çoğu turist Altın Kum’daki otellerin yolunu tutarken sen çoğunlukla civarda yaşayanların ziyaret ettiği Krapets Plajı’nda biraz vakit geçirmeyi dene. Varna’dan rahatça ulaşılabilen Krapets Plajı hareketlilikten yeterince uzak olduğu için oraya çok az insan uğruyor. Yumuşak kumlar, ılık su (en azından yazın!) ve bitişiğindeki güzel mi güzel köy burayı Doğu Avrupa’da kaçılabilecek dingin bir plaja dönüştürüyor.
Nin’s Lagoon – Nin, Hırvatistan
Hırvatistan’ın göz kamaştırıcı bir kıyıya ev sahipliği ettiği sır değil. Ama burada sakin anlar yaşamak istiyorsan Split ve Dubrovnik’e uğramamayı göz önünde bulundur. Onun yerine Zadar’dan kuzeye gidip Nin’s Lagoon’un yolunu tut. Burada yumuşak kumlar, rüzgarlı bir hava, arka planda da dağların oluşturduğu çok güzel bir manzara bulacaksın. Burası güneşlenmek, yüzmek, uçurtma sörfü yapmak ve Hırvatistan’ın daha yoğun varış noktalarındaki gürültüden kaçıp gevşemek için kusursuz bir plaj. Bu plaj tamamen gözlerden uzak olmasa da – duşlar, tuvaletler ve plaj sandalyeleri var – yazın bu bölgelere hücum eden kalabalıkların uğrayacağı kadar yakın da değil. Burada çoğunlukla yüzmeye ve deniz kenarında yemek yemeye gelen Hırvat aileler göreceksin ve hafta içi gelirsen, plajı neredeyse tamamen boş bulacaksın.
Calanque de Morgiou – Marsilya, Fransa
Tamam, Fransa’nın güneyi uğrak değil diyemeyiz. Aslında, Fransa’nın güney kıyısında çizgili şemsiyelerde, plaj barlarıyla kaplı olmayan bir yer bulmakta zorlanabilirsin. Ama şansını yeterince zorlarsan gizli bir cennetle de karşılaşabilirsin. En azından Marsilya yakınlarındaki Calanques’ı keşfederken öyle hissedeceksin. Calanques Akdeniz’in turkuaz sularının içinden yükselen dar, sarp kaya oluşumlarından meydana gelmiş. Uzun kayalık şeridinde ara ara ufak plajlar bulmak mümkün; bunların bazılarına birkaç saatlik bir yürüyüşle ulaşılırken diğerlerine ana caddeden yaya olarak 15 dakikada kolayca gidilebiliyor. Kendini maceraya ve biraz egzersize hazır hissediyorsan Calanques’ta günübirlik keşif gezisine çıkabilirsin. Buna alternatif olarak, kumlarına yatıp gevşeyebileceğin sessiz bir plaj arıyorsan Les Baumettes yakınlarındaki Calanque de Morgiou’yu deneyebilirsin. Oraya giden yürüyüş yolu çok güzel ve manzara harcanan çabaya yüzde yüz değiyor.
Armier Bay – Mellieha, Malta
Malta turistler için yılın her mevsiminde popüler olan bir varış noktası, ama tesis ve otellerden uzaklaşırsan burada gizli cevherler bulabilirsin. Bu cevherlerden biri de, aslında iki plajı, yani Armier’e ve Little Armier’i kapsayan Armier Bay. Comino Adası’nın hemen karşısındaki bu koyun suları en az Malta’nın ünlü (ve kesinlikle gizli olmayan) Mavi Göl’ününkiler kadar berrak ve mavi. Burada hiç otel olmadığından, koyda Malta’nın turist kalabalığından uzak, sakin anlar yaşayabilirsin. Bu koy Malta’nın yerlileri arasında popüler, ama buraya hafta içi gelirsen etrafta çok insan görmezsin.
Mjelle Plajı – Bodø, Norveç
Norveç plajlarından çok fiyortlarıyla ünlü olabilir, ama Kuzey Norveç’e gidersen kartpostallardan fırlamışa benzeyen plajlar bulabilirsin. Şimdi, berrak turkuaz sulara sakın kanma. Norveç kıyılarında yüzmek yazın ortasında bile ürpertici olabilir, ama çarpıcı yer şekilleri kesinlikle Norveç sularındaki sıcaklık eksikliğini unutturuyor. Norveç’in en güzel plajlarından birine, kuzeydeki Bodø şehrinden kısa bir araba yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Burada hem su kristal mavisi, hem de plajın kendisi hem beyaz, hem kırmızı kumlardan oluşuyor ve insana göz kamaştırıcı bir renk tezatı sunuyor.
Es Trenc – Mayorka, İspanya
Bir dakika, Mayorka’da gizli bir plaj mı? Evet, Mayorka çok turist alan bir yer, ama otellere gidenlerin en iyi yanı otellerden fazla uzaklaşmamaları. Bu yüzden, Mayorka’nın birçok bölgesi şaşırtıcı derecede sakin. Aslında, adanın en güzel ve popüler plajlarından biri olan Es Trenc’te bile, kıyıda birkaç dakika yürüyünce kendini yapayalnız bulabiliyorsun. Otobüs durağının bulunduğu ana bölgeden denizi takip ederek uzaklaş, yeter.
Lepetane Plajı – Lepetane, Karadağ
Karadağ çabucak birçok kişinin tatilde gidilecek yerler listesinin en tepesine yükseldi ve bunun iyi bir sebebi var. Karadağ’ın yüksek dağ zirvelerinden ve yeşil nehirlerden, birçok kişinin Avrupa’nın en güney fiyordu olarak bahsettiği oluşumlara kadar yer şekilleri açısından bolca avantajı var. Sahilde tatil yapmanın peşindeysen Kotor Körfezi senin için biçilmiş kaftan demektir. Ama çoğu kişinin bilmediği bir şey var: popüler Kotor şehrinden ayrılıp körfezin etrafını dolaşır, küçük Lepetane köyüne doğru yol alırsan Adriyatik’teki güzelim bir plajın tadını tamamen tek başına çıkarabilirsin. Birkaç günü plajda güneşlenerek geçir, akşamları da on dakikalık bir feribot yolculuğuyla (aracı olmayanlar için ücretsiz) körfezi aş ve güzel bir akşam yemeği ye.