Bu bir sır değil: ziyaret edilecek en iyi yerleri kimse o ülkenin yerlilerinden daha iyi bilemez. Sadece o ülkenin yerlileri tarafından bilinen popüler tatil yerlerini kendi başlarına bulmak konusunda turistlerin yapabilecekleri araştırmaların da bir sınırı var.
Bu yaz daha özgün bir seyahat deneyimi bulmana yardım etmek için, momondo aşağıdaki ülkelerin en popüler tatili yerlerini*, o yerin yerel halkı tarafından yapılan otel aramalarına dayanarak analiz etti. En bilinen, oldukça turistik şehirleri çıkardık ve yaz tatili kaçamağını planlamaya başlaman gereken gizli hazineleri bulduk.
Zakopane, Polonya
Krakow’dan yaklaşık 3 saat uzaklıktaki Zakopane, Tatra Dağları’nın merkezinde yer alan harika bir kenttir. İnsanlar buraya doğası ve huzurlu atmosferi için geliyor ve açık hava aktiviteleri için kalıyorlar. Doğanın kalbindeki manzaralı yürüyüş yolları, zorlu dağ bisikleti patikaları ve huzurlu piknik alanları Zakopane’nin ziyaretçileri tarafından eşit derecede seviliyor. Zakopane’nin ana caddesi Krupówki’de, dışarıda oturup insanları seyretmek için bolca seçenek sunan hoş restoran ve barlar bulunuyor. Yaz ayları geldiğinde, özel el sanatları, elle yapılmış ahşap hediyelik eşyalar ve tuzlu koyun sütünden imal edilmiş Zakopane bölgesine özgü füme peynir Oscypek de dâhil olmak üzere çeşitli taze ürünler satan benzersiz bir pazarı yine Krupówki’de bulabilirsin. Bu lezzetli atıştırmalıkları her boy ve şekilde bulmak mümkün oluyor. Eğer merak ediyorsan yerel tezgâhlarda yapılışlarını da izleyebilirsin.
Helsingborg, İsveç
İskandinavya’ya dair özgün bir deneyim arayan turistlerin çoğunlukla gözden kaçırdığı Helsingborg, İsveç’in en az bilinen sırlarından biridir. Danimarka’dan Øresund boğazı üzerinde 20 dakikalık deniz yolculuğuyla ulaşılan Helsingborg, Danimarka şehri Helsingør’un hemen karşısında yer alır. Tarih boyunca, Danimarka, Helsingborg’u altı kez İsveç’e kaybetti ve bir o kadar kez de geri aldı ve en son kaybedişi de 1710 yılında gerçekleşti. Günümüzde bu iki modern şehir dünyanın en eski ikiz şehirleridir. Dilersen öğleden sonrayı Helsingborg iskelesine serpiştirilmiş şezlonglarda veya armut koltuklarda geçirebilirsin. Daha sonra, kuzeye doğru yönelerek İsveç Kraliyet Ailesi’ne ait eski bir malikâne olan ve ilham verici bahçelerinde günlük turlar gerçekleştirilen Sofiero Şatosu’na gidebilirsin. Eğer biraz vaktin varsa, ünlü sörf kasabası Mölle ve çevresindeki bağlara yapılacak günlük bir gezi, 40 dakikalık kısa bir araba yolculuğuna kesinlikle değiyor.
Köln, Almanya
Yazın tadını Köln’de çıkarırken, Ren Nehri kıyısında güneşin altına uzanmaktan veya elinde buz gibi Kölsch birasıyla hazırlıksız bir barbekü partisi vermekten daha iyi bir yol bulamazsın. Dilersen Belçika Mahallesi’ndeki rahat ortama sahip sayısız biergarten’den birinde vakit geçirebilir veya vitrinlere bakmak ve turistik yerleri gezmek için tarihi semt merkezinin dar sokaklarında gezinebilirsin. Kalabalıklara yakalanmadan veya Köln Katedrali’nin tepesine çıkmak için yüzlerce basamağı tırmanmak zorunda kalmadan şehrin harika manzaralarına ulaşmak istiyorsan, şehri yukarıdan gören ücretsiz bir alternatif olarak Deutzer Brücke köprüsünden geçebilir ve KölnTriangle’ın tepesine çıkabilirsin. Eğer temmuzun ortalarında Köln’de olacak kadar şanslıysan, müzikli dev bir havai fişek gösterisi olan ve tarihi semti parlak bir renk deniziyle aydınlatan Köln-Lichter için geceyi şehirde geçirmeyi sakın unutma.
Aalborg, Danimarka
Dünyanın en mutlu ülkesi, tesadüfe bakın ki aynı zamanda Avrupa’nın en mutlu şehri olan Aalborg’a da ev sahipliği yapıyor. Şehrin harikulade yeni sahili kısa bir süre önce yenilendi ve modern mimarinin takdir edilebileceği ve hem uluslararası hem de Danimarka mutfağından akşam yemeklerinin yenebileceği bir buluşma noktası haline geldi.
Her yaz, Aalborg Havnebad açık hava havuzu halkın kullanımına açılıyor ve ziyaretçilerine fiyordun canlandırıcı sularında serinleme fırsatı veriyor. Ziyaretçiler yıl boyunca House of Music’te konser keyfi yapabiliyor veya Lindholm Høje Museum’da şehrin Viking tarihini öğrenebiliyor. İki farklı denizin dalgalarının karşılaşarak birbirine çarptığı yer olmasıyla ünlü Danimarka’nın Skagen bölgesine Aalborg’dan kuzeye doğru sadece bir saatlik araba yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Grenen Yarımadası’nın kumsallarında yürüyüşe çıkıp, iki ayağın da farklı bir denizin sularındayken ayakta durarak bu eşsiz gösteriyi yakından izleyebilirsin. Söylentiye göre, Skagen’de güneş Danimarka’nın diğer her yerine göre daha uzun süre ışıldıyormuş, bu yüzden şehrin hoş sarı evlerine ve küçük kafelerine doğru küçük bir gezintiye çıkmak harcadığın zamana değecektir.
Kristiansand, Norveç
Norveç’in en önemli turistik eğlencesi, Norveçlilerin Dyreparken olarak adlandırdığı Kristiansand Hayvanat Bahçesi ve Eğlence Parkı’dır. Aslında birkaç parkın birleşiminden oluşan bu büyük kompleks farklı temalara sahip alanlara ayrılmıştır ve içinde bir su parkı bile bulunur. Su aktivitelerini doğanın kollarında gerçekleştirmeyi tercih edenler için, Bystranda plajının kumlu sahilleri şehrin tam kalbinde yer alır ve güneşin altında uzanmak isteyen herkese yetecek kadar boş alana sahiptir. Eski şehir merkezi Posebyen köklü bir tarihe sahiptir. 1892’de bir yangının bölgeyi neredeyse yok etmesinin ardından, Kuzey Avrupa’daki ayakta kalan eski, beyaz ahşap ev koleksiyonunun en büyüğü de burada bulunur. Güneş gökyüzünde parıldarken herkesi eski balıkçılık iskelesi Fiskebrygga’nın yanında vakit geçirirken bulabilirsin. Binalar da yeni amaçlarla kullanılmaya başlandı ve yaz aylarında arkadaşların buluşup kokteyllerini yudumladığı, sosyalleştiği ve ücretsiz konserlerin keyfini çıkarttığı restoran ve mağazalara dönüştürüldü.
Kristiansand’a uçak bileti ara
Mamaia, Romanya
Karadeniz kıyısında uzanan ince bir plaj şeridinde yer alan Mamaia, özellikle de Constanta yakınlarında yaşayanların popüler hafta sonu kaçamağı bölgelerinden biridir. Mamaia’ya giderken Constanta’dan geçiyorsan terk edilmiş Constanta Kumarhanesini görmeyi sakın unutma. Bir zamanlar Monte Carlo’yu aratmayan Art Nouveau tarzındaki bu devasa saray 1980’de daimi olarak kapatıldı ama Avrupa’nın soylu ve seçkin sınıfını kendine çeken bu göz kamaştırıcı sahil kumarhanesinin ürpertici kalıntıları bugün bile ender rastlanan bir görüntü oluşturuyor. İnce kumları, zarif sahil otelleri ve lüks gece kulüpleriyle tanınan Mamaia’nın gece hayatı Ibiza’ya denk olabilecek düzeyde. Sahilden yürüme mesafesinde birinci sınıf gece kulüpleri ve rahat bir ortama sahip pub ve barlar bulunuyor. Şezlong ve sandalye bolluğu güneşlenmen için mükemmel olsa da, eğer biraz daha hareketli bir şeyler yapmayı tercih ediyorsan, Mamaia rüzgâr sörfü, yamaç paraşütü ve su kayağı gibi pek çok spor aktivitesi de sunuyor.
Tampere, Finlandiya
Finlandiya’nın en büyük üçüncü şehrinin çevresinde şehir merkezinden kolayca ulaşılabilen 2000 kadar göl bulunuyor. Bu nedenle, Tampere’nin yüzme, kano ve diğer açık hava aktiviteleri için popüler bir yaz tatili yeri olması hiç de şaşırtıcı değil. Kısmen küçük sayılabilecek şehir merkezini çeşit çeşit eşyaların bulunabildiği bol sayıda ikinci el eşya dükkânı ve kırmızı tuğlalı evler süslüyor ve bir günde gezmek için de mükemmel bir yer.
Tampere’nin endüstriyel döneminin başlarından kalma 26 metrelik Pyynikki Gözlem Kulesi’nin tepesindeki ünlü Pyynikki Café’de her sabah sımsıcak ve taze donut bulabilirsin. Ziyaretçiler bu yüksek noktadan şehrin ve çevresindeki doğanın manzarasının keyfini çıkarabiliyor. Tampere’nin bölgesel siyah sosisini ve yanında tabii ki ünlü dağ kızılcığı reçelini bulabileceğin Market Hall (Kapalı Pazar) öğle yemeği için harika bir seçenek sunuyor.
Cannes, Fransa
Fransa’nın bu sahil şehri her ne kadar göz kamaştırıcı şöhreti ve ünlü Cannes Film Festivali’yle tanınsa da, Cannes’ın aile işletmesi dükkânları ve küçük butikleri buraya Akdeniz şehirlerine özgü rahat bir plaj atmosferi vermeyi başarıyor. Cannes’da kendini yıldız gibi hissetmen için ünlü veya sosyeteden biri olmana hiç gerek yok; efsanevi Boulevard de la Croisette’te mağazaların vitrinlerine bakarken ve limanda sıralanmış yatları izlerken bile kendini sanki bir filmde gibi hissedeceksin. Cannes sahili, sekiz kilometrelik kumsalının ve iki küçük adasının da etkisiyle Cote d’Azur’un (Fransız Rivierası) en çok ziyaret edilen sahillerinden biri. Cenneti andıran Lérins Adaları’nın çevresini resifler ve masmavi berrak sular süslüyor ve bu adalara la Croisette’in ucundan kalkan 15 dakikalık kısa bir deniz yolculuğuyla ulaşılabiliyor.
Bournemouth, Birleşik Krallık
Bournemouth’ta rüzgâr sörfü dersleri, plaj tenisi ve slacklining (ip üzerinde yapılan bir denge sporu) gibi aktivitelerin hepsine kolayca erişebilirsin. Sahilde Boscombe İskelesi’ne doğru 30 dakikalık yürüyüşün ardından küçük kaya tırmanışından voleybola 30 farklı aktivite sunan Coastal Activity Park’a ulaşılıyor.
Eğer gün boyu sakince vakit geçirebileceğin Instagram’ına yakışır bir yer arıyorsan, heyecan verici bir isim olan Wayne Hemingway tarafından tasarlanmış renkli plaj kulübelerinden birini kiralayabilirsin. Bu küçük kulübelerin her biri, kendini evinde hissetmene yardımcı olacak koltuk, katlanabilir sandalyeler ve bir dolap ile pişirme araçlarının yer aldığı mutfak bölümü gibi gerekli eşyalar içeriyor.
Heyecanı sevenler, Bournemouth iskelesinden PierZip yaparak dalgaların üzerinden uçabiliyor. Adrenalin dolu bu zipline yolculuğu seni bir anda iskeledeki kulenin tepesinden alıp sahile götürecek. İskelenin hemen önündeki Oceanarium ise, konukların hiç suya girmeye gerek duymadan büyük beyaz köpekbalıkları ve yunuslarla yüz yüze gelmesini sağlayan sanal bir dalış tankına sahip etkileşimli bir akvaryum.
Rimini, İtalya
İster ailece gidebileceğin plajlar ister gürültülü bir parti ortamı arıyor ol, Rimini her iki dünyanın da en iyilerini bulabileceğin bir yer. İtalya’nın en büyük ve en ünlü dans kulübü Cocorico, simgeleşmiş cam piramit çatısının altında sabahın erken saatlerine kadar süren partilerde dünyanın her yerinden ünlü DJ’leri ağırlıyor.
Buradan arabayla kısa bir mesafe uzaktaki Italia in Miniatura ise her yaştan ziyaretçinin eğlenceli vakit geçirebileceği bir eğlence parkı. Adından da anlaşılabileceği gibi, parkta Kolezyum ve Pisa Kulesi gibi İtalyan anıtlarının minik kopyaları bulunuyor ve onlara Eyfel Kulesi ve Akropolis gibi uluslararası mimari harikalar eşlik ediyor. Bir zamanlar hoyrat bir balıkçı semti olan Borgo San Giuliano, yerel halk ve turistler tarafından oldukça sevilen bir yer. Semtin taş döşeli caddelerinin duvarlarını birbiri ardında sıralanmış duvar resimleri süslüyor ve meydanlarını da yemek yiyen, bir şeyler içen ve iyi vakit geçiren insanlar dolduruyor. Rimini kökenli bir lavaş sandviçi olan piadina’yı denemeden buradan ayrılmak istemezsin. İçini jambon, roka, mozzarella veya taze ve yumuşak bir peynir olan squaccherone ile dilediğin gibi doldurabilirsin.
Valensiya, İspanya
Valensiya’nın en simgeleşmiş turistik yerinin Valensiyalı mimar Santiago de Calatrava tarafından tasarlanan altı fütürist binadan oluşan ve aynı zamanda İspanya’nın 12 hazinesinden de biri olan Sanat ve Bilim Şehri kompleksi olduğunu söylesek çok da yanılmış olmayız. Şehir içinde şehir olarak düşünülebilecek bu kompleks dünyanın en büyük akvaryumlarından birini, dev bir açık hava bahçesini (yaz gecelerinde bir açık hava gece kulübüne dönüşüyor) ve “ dokunmamak ve hissetmemek yasaktır” sloganına sahip Principe Felipe Bilim Müzesi’ni içinde barındırır. Eğer bunaltıcı yaz sıcağına dayanamayacak gibi olursan, bütünüyle sokak seviyesinin altındaki Valensiya Arkeoloji Müzesi’ne kaçabilirsin. Burada camın arkasında sergilenen tarihi eserlerden oluşan sıkıcı sergiler değil, tarihi şehrin harabelerini bire bir karşında bulacaksın. Daha sonra da çabucak bir şeyler atıştırmak veya acele etmeden öğle yemeği yemek için Merkez Pazar’ın yolunu tutabilirsin. Pazarın art nouveau tarzındaki cephesi vitraylı pencereler ve mozaikli duvarlarla süslenmiş ve içeride de taze ve yerel İspanyol ürünleri satan binlerce tezgah bulunuyor.
Side, Türkiye
Side’nin bakir plajlarının modern atmosferi ve şık barları, Helenistik Apollon ve Athena Tapınaklarının oluşturduğu antik şehrin harabeleriyle hoş bir zıtlık yaratır. Bu antik Yunan metropolü, Türkiye’nin güney kıyılarındaki Antalya ilinin sınırları içinde yer alıyor. Şehrin güneşli sahillerinin kabaca ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Otellerle tatil yerlerinin yan yana sıralandığı batı bölümü daha canlı bir atmosfere sahiptir. Doğu plajı ise sakin bir plaj kasabası havası sunar ve arkeolojik alanları sayesinde kısmen daha el değmemiş bir yapıdadır. İster gürültülü ister huzurlu plajları tercih et, serinlemek için zaman zaman çatal ve bıçakla da yenebilen Maraş dondurmasından daha iyi bir yöntem bulamazsın.
Adler, Rusya
Teknik olarak Soçi’deki Adlersky İlçesi’nin bir beldesi olan Adler, Rusya’nın Karadeniz kıyılarının güneyindeki en popüler tatil yerlerinden biridir. Deneyimsiz turistlerin pek bilmediği bir gerçek de beldenin sakin sularının ve siyah çakıllı plajının rahatça güneşlenmek ve yüzmek için mükemmel bir ortam sunduğudur.
Eğer İrlanda barlarından birinde soğuk bir bira veya yerel restoranlardan birinde doyurucu bir yemek arıyorsan, bar ve kafelerle dolu sadece kısa bir mesafe uzaklıktaki ünlü Soçi gezinti yolunu tercih edebilirsin.
Rusya’nın Disneyland’ı olan kabul edilen Adler’deki Sochi Park hem yetişkinler hem de çocuklar için eğlence dolu zamanlar vadediyor. Ziyaretçiler, geleneksel Rus masalları ve folkloru çevresinde tasarlanmış oyunlara ve lunapark eğlencelerine sahip beş farklı temanın yer aldığı bir dünyanın keyfini çıkarıyor. Dendrariy Park ise daha sakin ve manzaralı bir gündüz aktivitesi arayanların rengârenk binlerce çiçeğin arasından keyif verici bir yürüyüş yapabilecekleri geniş bahçeler ve bol sayıda yürüyüş yolu sunuyor.
Odessa, Ukrayna
Odessa; tarihi ve Ukrayna, Rusya, Moldova ve Almanya gibi milletlerden gelen sakinlerinin oluşturduğu kültür mozaiği sayesinde Ukrayna’daki diğer hiçbir yere benzemiyor. Odessa’nın güneşli Akdeniz iklimine ve kumsallarına hoş caddeler ve Avrupai bulvarlar eşlik ediyor. Arcadia semti, dünyaca ünlü gece hayatıyla yaz aylarının en popüler yerlerinden biridir. Dev gece kulüpleri ve sayısız bar, geceyi dans ederek geçirmek isteyen şık gece kuşlarıyla tıka basa dolu oluyor.
Sanatçılar, yazarlar ve şairler, şehrin 1794’teki temellerinden bu yana Odessa’ya uzun yıllar boyunca ilgi gösterdi ve bu kültür etkisi de şehrin kendine özgü mimarisinin ve çok çeşitli müze ve galerilerinin ortaya çıkmasına yardımcı oldu.
Gösterişli Odessa Opera ve Bale Ulusal Tiyatrosu, çoğu zaman Odessa’nın en büyük hazinesi olarak kabul ediliyor. Antik sütunlara, karmaşık süslemelere ve koyu kırmızı renkte kadife koltuklara sahip iç tasarımın görkemi, dünya standartlarındaki gösterilerinin güzelliğine romantik bir duygu katıyor.
Funchal, Portekiz
15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa’nın en önemli ticaret merkezlerinden biri sayılan Funchal, günümüzde kartpostallara layık falezleri, siyah kumsalları ve tabii ki en ünlü ihracatı olan futbol efsanesi Cristiano Ronaldo ile tanınıyor.
Funchal’ın yemyeşil, tropikal arazisi ve ılıman iklimi; altın rengindeki hoş kokulu Madeira şarabını yudumlamak ve Madeira Botanik Bahçesi’nin ender ve egzotik bitki örtüsünü keşfetmek için sabırsızlanan turistlerle dolu yolcu gemilerini yıl boyunca bölgeye çekiyor. Yerel sanatçılar, tarihi semtteki Rua de Santa Maria üzerindeki eski binaların ve terk edilmiş dükkânların kapılarını renkli freskler ve çarpıcı tasarımlarla süsleyerek, bu dar caddeyi bir sanat eserine dönüştürdü. Eğer evine Funchal’ın gelişmekte olan sanat ortamından küçük bir şeylerle dönmek istiyorsan, etkileyici bir kapalı sanat merkezi olan Clube dos Poetas e Artistas’ta yerel ve ulusal sanatçıların orijinal veya baskı eserlerinden satın alabilirsin.