Brüksel’e uçak biletini aldıktan ve gösterişli bir otelde rezervasyonunu yaptıktan sonra bu Belçika şehrinde para harcamak bütçeni biraz sarsabilir. Neyse ki, Avrupa’nın başkentinde herkese göre bir şeyler var ve bunların pek çoğu da sana bir kuruş bile harcatmayacak! İşte Brüksel’de yapabileceğin ücretsiz en iyi 10 aktiviteden oluşan listemiz.
Ücretsiz Art Nouveau turuna katıl
Brüksel’de mimar Paul Saintenoy tarafından yapılmış göz kamaştırıcı bir Art-Nouveau vitrayı. © GeS
Bravo Discovery, Brüksel’de her cumartesi sabah 10’da ücretsiz Art Nouveau ve Victor Horta yürüyüş turları sunar. Rehberinle Grand Place’te tanıştıktan sonra şehrin en güzel Art Nouveau binalarını ziyaret ederken, tarzın incelikleri ve en ünlü mimarlarından Victor Horta hakkında ayrıntılı bilgiler alabilirsin.
Sanatla çok ilgili değil misin? Bravo Discovery aynı zamanda günde iki kere ücretsiz Brüksel yürüyüş turu düzenler. En rahat ayakkabılarınla sabah 10:30 veya öğleden sonra 2’de Grand Place’in önünde ol ve şehri keşfetmeye hazırlan.
Ücretsiz pek çok etkinlikten birine katıl
Belçika başkentinde Balloon’s Day Parade’deki karikatür kahramanları. © miguel.discart
Kraliyet törenlerinden bira festivallerine ve gürültülü yaz karnavallarına uzanan etkinlikleriyle, tuhaf Belçikalıların kutlamalara karşı bir zaafları olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ana festival sezonu tabii ki yaz ama Brüksel’de yıl boyu ücretsiz etkinlikler bulabilirsin.
Haziran’da, Brüksel’in en popüler sanat merkezi olan ve bir ay süresince fantastik terasında ücretsiz film gösterimleri ve canlı müzik sunulan Beursschouwburg’a uğrayabilirsin. Yerel halktan binlerce kişinin atölyeler, sokak sanatı, el işi pazarları ve gösteriler için toplandığı Do-It-Yourself festivali de Haziran ayındaki alternatiflerin arasında. Karikatür meraklıları da, Eylül ayındaki Balloon’s Day Parade’de Belçikalı ünlü karikatür kahramanlarını görme fırsatı bulabilir.
Ücretsiz etkinliklerin en iyisi ise, askeri bir geçit töreni, Kraliyet Sarayı’na ücretsiz giriş, caddelerde düzenlenen oyunlar ve gösteriler gibi ayrıntılara sahip Belçika Milli Bayramı’dır.
Sint-Gorikshallen’de vintage avına çık
Brüksel’in sayısız vintage pazarındaki dükkanları gez.
Her ayın ilk Pazar günü, vintage sevenler ucuza eski bir şeyler satın almak veya popüler yeni bir eşyayı bulabilmek amacıyla Sint-Gorikshallen’deki ücretsiz vintage pazarına akın ediyor. Burada her zaman giyimden mücevhere, eşyalara veya biblolara uzanan sayısız çeşitte eski eşya bulmak mümkün.
Tüm bunlar sana sadece birkaç avroya mal olacak ve şehrin genç nüfusuna dahil olan popüler tasarımcıların, imajına dikkat eden bohemlerin arasına katılmak da paha biçilemez bir deneyim.
Vintage pazarı öğlen 12 ile akşam 7 arasında açık. Kapanış saatine yakın gidersen, satıcıların eski eşyaları gülünç denebilecek fiyatlara önüne serdiklerine şahit olabilirsin.
Eski şehir duvarlarının izini sür
Brüksel’in Eski Şehir Duvarları arasında uzun bir yürüyüşe çık. © Kwong Yee Cheng
Bunu çok az kişi bilse de, Brüksel’i çevreleyen eski şehir duvarlarının kalıntılarını yürüyüşle geçireceğin bir günde takip edebilirsin ya da dilersen duvarların en ilgi çekici bölümünü – Grand Sablon ile Place Sainte-Catherine arasındaki bölüm – gezmek sadece birkaç saat sürüyor.
13. yüzyıldan kalan duvarların bazı bölümleri hala rahatça görülebilir olsa da, bir kısmı yeni binaların ve ara sokakların arkasına saklanmış. Duvarın kaldırıldığı bölümlerde de yere çizilmiş işaretler duvarın eskiden nerede olduğunu gösteriyor. Duvarı takip ederek şehrin tarihinde ücretsiz bir yolculuğa çıkmış olacaksın!
Tüm şehre saçılmış duvar karikatürlerini bul
Ücretsiz müze mi? Brüksel’de görülebilecek en iyi şeylerden olan Çizgi Roman Yolu’nu görmek için yukarı bak.
Çizgi romanların Belçika’da önemli bir yeri vardır. Brüksel’de çizgi romanlara adanmış bir değil tam iki müze var: Belçika Karikatür Merkezi ve Orijinal Figürler Müzesi. Ne yazık ki bu müzeleri gezmek ücretsiz değil ama sakın umutsuzluğa kapılma! Ülkenin zengin karikatür geçmişini dev sokak ve duvar resimleriyle Brüksel ve ötesine yayılmış olarak bulabilirsin.
1993’te, şehir planlamacıları ve Belçika Karikatür Merkezi, Brüksel Çizgi Roman Yolu hareketini başlattı ve şehrin her yerindeki sayısız duvara Tenten, Red Kit ve Asteriks gibi ünlü çizgi roman kahramanlarını içeren sahneler çizmesi için sanatçılarla anlaştı.
La Cambre Manastırı’nı ziyaret et
Belçika, Brüksel’deki Bois de Cambre şehir parkında manzaralı bir yürüyüşe çık. © isamiga76
Bois de la Cambre aslında başkente kadar uzanan ve şehrin akciğerleri olan yemyeşil Sonian Ormanı’nın bir parçasıdır. Burası hem şehrin vatandaşlarına hem de ziyaretçilerine kalabalık şehirden kaçma fırsatı sunar.
Az kişi tarafından bilinen bir gerçek de, Bois de la Cambre’da aslında bir de manastır bulunduğudur. Burası şu anda National Geographic Institute ve Ulusal Görsel Sanatlar Koleji’ne ev sahipliği yapıyor ama kilise ve mükemmel bir manzaraya sahip bahçeleri halka ücretsiz olarak açık ve bu manastır Brüksel’in mutlaka ziyaret edilmesi gereken, tuhaf bir çekiciliği olan yerlerinden biri.
Konsere git
Ücretsiz müzik festivali Brussels Jazz Marathon’da sahne alan OPMOC. © didy b
Brüksel, kültür sahneleri, gösteri salonları, gece kulüpleri ve barlarıyla geceleri de gündüz kadar hareketlidir.
Paraya sıkışık olduğun bir zamanda canlı müzik arıyorsan doğru şehre geldin. Brüksel sayısız canlı müzik sahnesi ve sokak müziği noktası ile dolup taşmaktadır.
Her Pazartesi öğleden sonra 12.45 ile 1.30 arasında Notre-Dame du Finistère Kilisesi ücretsiz org konseri verir ve caz meraklıları da, sanatçılara halktan seyircilerin önünde prova yapma imkanı sunan Jazz Station’a uğrayabilir.
Trombonunla birlikte mi seyahat ediyorsun? Harika bir geleneksel Belçika barı olan Café Kafka, her Salı gecesi kapılarını canlı doğaçlama caz gösterileri için açar ve herkes davetlidir.
Yerel halktan biriyle takıl
Şehir merkezindeki eski bir cadde olan Plattesteen’de tipik bir Brüksel yazı sahnesi.
Meet the Greeters şehirlerini seven ve bu sevgiyi seninle paylaşmak isteyen bir topluluk. Resmi rehberler olmayan ve gönüllülerden oluşan bu topluluk, sana çevreyi gezdirerek, seni sevdikleri ve senin de görmeyi isteyeceğini düşündükleri, genellikle normal bir rehberde bulamayacağın kadar harika yerlere götürecekler.
İşin asıl eğlenceli kısmı, her bir Greeter’ın seni götüreceği yer, onların şehre bakış açılarına göre değişiyor. Tek yapman gereken onlarla iletişim kurup, bir tarih ve saat belirleyip, keyfini çıkarmak!
Mağaza vitrinlerine bak
Belçika, Brüksel’de Galeries Royales Saint-Hubert’te alışveriş yapanlar. © chris-junker
Galeries Royales Saint-Hubert hemen Grand Place’in yanında yer alıyor ve her ne kadar Pierre Marcolini tarafından sunulan çikolataları görmezden gelmek zor olsa da, alışveriş yapmayı düşünmesen bile mutlaka görmen gereken yerlerden biri.
19. yüzyıldan kalma kemerli yapı muhtemelen başkentteki en güzel mimari eserlerden. Kralın Çarşısı, Kraliçenin Çarşısı ve Prensin Çarşısı adında üç farklı kapalı çarşıdan oluşan kompleksin tamamı Italianate Cinquecento tarzında ve kemerli bir cam tavana ek olarak her köşede dökme demirden süslemelere sahip. Burası tam anlamıyla krallara layık, şehrin en harika mimari noktalarından biri ve burayı görmek için tek kuruş bile harcamak zorunda değilsin.
İlginç bilgi: 1896’da dünyanın ilk film yapımcıları olan Lumière kardeşler Belçika’daki ilk film gösterimi için bu kemerli yapıyı tercih ettiler ve Fransız kardeşlerin kendi ülkeleri dışında gerçekleştirilen dünyadaki ilk gösterim de budur.
momondo ile Brüksel’e ucuz uçak bileti satın al.
Başkentleri keşfetmek için daha fazla ilham verici fikir ve ÜCRETSİZ yol mu arıyorsun? momondo blogunu ziyaret edebilirsin.
