Zengin turist noktaları, restoranları ve dükkânları ile Londra dünyanın en pahalı şehirlerinden biri olabilir, ancak oranın tadını ücretsiz çıkarmanın pek çok yolu olduğunu bilenler için bu geçerli değil.
Ücretsiz Londra aktiviteleri konumuzla, bu hareketli başkentin kalbini ve ruhunu, cüzdanını çıkartmaya bile gerek duymadan yakından tanıyabilirsin!
East End’in işlek caddesinde alışılmışın dışına çık
Tarihteki ünü, yaşadığı yıkıcı sefalet ve Karındeşen Jack’ten Kray ikizlerine uzanan suçlularına dayanan Londra’nın East End bölümü, günümüzde en önemli turist mekânlarından biri haline geldi. East End’in kendi modasını yaratan yıkık dökük caddeleri, hafta sonlarında caddelerdeki şık grafiti eserlerini, retro dükkanları ve sokak pazarlarını görmek için gelen ziyaretçilerle dolup taşmaktadır.
Buranın daha az bilinen bir yönü ise, her biri şehrin bu orijinal bölümünün başka bir katmanını ortaya çıkaran ücretsiz garip müzeleridir. Mesela, Royal London Hospital Museum, Fil Adam’a öldüğü güne kadar ev sahipliği yapmasıyla bilinmektedir; Museum of Childhood ise antika oyuncaklar ve nostaljik eğlencelerle doludur ve bir de, Viktorya Dönemi’ndeki bir yardımsever olan Dr. Barnardo’nun fakir çocuklar için açtığı ücretsiz bir okulun eskiden bulunduğu yerde açılan Ragged School Museum bulunmaktadır.
Bu mahallenin belki de en harika yönü, içinde dolaşırken uyandırdığı paha biçilemez tarihi yaşıyor olma hissidir. Burası geçtiğimiz iki yüzyılda Fransız Huguenot, İrlandalı, Yahudi ve Bangladeşli göçmenlerin sığınağı olmuştur ve bu topluluklardan her biri, şu anda Londra’nın en ayrık karaktere sahip bu bölümünde kendi izini bırakmıştır. Kozmopolit ‘cockney’ bölgesinde dolaşmak bile tünel yolculuğunun ücretine tek başına değmektedir.
Tavsiyemiz:
Hala East End’de misin? Yükselen yerel sanat ortamı için uzun süredir bir dayanak noktası olan First Thursdays ile kültüre biraz daha doyabilirsin. Her ayın ilk Perşembe günü, East End’deki yaklaşık 150 galeri gösteriler, özel gösterimler, atölyeler, sohbetler, kanepeler, şaraplar ve daha az bilinen stüdyo ve galerilere otobüs ve yürüyüş turları sunarak kapılarını ücretsiz olarak halka açar.
Borough Market’taki lezzetleri tat
Ortaçağ zamanlarından beri varlığını sürdüren ve 1750’lerden beri Londra Köprüsü’nün yanındaki şu anki yerinde olan Borough Market başkentin en güvenilen lezzet merkezidir.
En uç noktada organik, gurme ve sanatsal amaçlara yönelik 100 küsur tezgahı ile pek de hesaplı bir tercih sayılmaz. Ancak, biraz dikkatli olursan, besleyici zeytinyağına batırılmış mayalı ekmek parçaları, lokma boyutunda kesilmiş tuzlu tart dilimleri, oradan bir kaşık kremalı mantar yahnisi, şuradan bir parça karidesli pilav, üstüne bir iki parça çikolata derken, sadece ücretsiz ikramlarla öğlen yemeğini tamamlayabilirsin.
Karnını doyurmak için gerçekleştirdiğin yolculuğu tamamladıktan sonra, lezzetli birer anı olarak evine götürebileceğin birkaç parça şey satın alarak buraya olan minnettarlığını göstermeni öneririz.
South Bank’te dolaş
Pazardaki yiyeceklerle karnını doyurduktan sonra sıra manzaralı bir gezintiye geliyor. Borough’nun dibinde, tüm başkentteki en iyi Thames kıyısı gezintisini bulacaksın.
Nehir kıyısından batıya doğru ilerlediğinde, Sir Francis Drake’in 1577-1580 yılları arasında dünyayı dolaştığı kalyonun rekonstrüksiyonu olan Golden Hinde II ve onun ardından, genç tiyatrocuların Elizabeth dönemi sahnesine çıkmanın hayallerini kurdukları Shakespeare’in Globe Tiyatrosu ile geçmişe yolculuk edeceksin. Ardından, modern sanatların dünyadaki en büyük daimi koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan göz alıcı Tate Modern ile geleceğe adım atmaya hazırlan, hem de hiçbir ücret ödemeden!
Batıya doğru 20 dakika daha yürüyerek, nehir kıyısının incisi olan South Bank’e ulaşabilirsin. Bu kültür merkezi, her gün ücretsiz festivaller, sokak satıcıları, sokak sanatçılarıyla ve ayrıca Royal Festival Hall, National Theatre, Hayward Gallery ve British Film Institute’de veya çevresinde gerçekleştirilen etkinlikler ve konserlerle kıpır kıpırdır ve British Film Institute, Mediatheque arşiv merkezi aracılığıyla ücretsiz film gösterimleri de sunmaktadır.
Öğleden sonrayı, başkentin göz kırpan harikası London Eye’ın kusursuz bir manzarasına sahip Jubilee Gardens’ta bir piknikle harika bir şekilde tamamlayabilirsin.
Thames kıyısındaki çamurlarda define ara
Tüm bunlar senin için biraz fazla gösterişçi geldiyse, o zaman neden biraz elini kirleterek çamurda define aramıyorsun? Suların çekilmesiyle çamurlu kıyılarda gerçekleştirilen ve kil pipolar, seramik karolar, Viktorya döneminden deniz camları ve kurşun broşlara kadar her şeyin bulunabildiği bu heyecan verici define avı şehrin kendisi kadar eskidir.
Günün kazancı sadece akıntıya kapılmış bir odun parçası bile olsa, buradan herhangi bir define bulamadan ayrılmak nadir görülür; hatta şişenin içerisinde gönderilmiş bir mesaj bile bulabilir veya kendininkini gönderebilirsin!
South Kensington’da kültürle kucaklaş
Alçı cepheli Victoria dönemi villaları ve geniş, ağaçlı caddeleriyle South Kensington, eski tarz İngiliz şehir hayatı zenginliğinin en somut örneğidir. Londra’nın en büyük ve en iyi müzelerinden üçünü de bulacağın yer burasıdır.
Dünyanın her yerinden yüzyıllar öncesine uzanan dekoratif sanatların yer aldığı bir cennet olan Victoria & Albert (V&A), sahip olduğu aygıtlar ve uygulamalı tanıtılan eğlenceler ile Londra Bilim Müzesi ve kapıda seni dev bir dinozor iskeletinin karşıladığı Doğal Tarih Müzesi yan yana seni bekliyor. Dünya çapındaki bu üç enstitü de haftanın yedi günü açıktır ve ücretsiz giriş imkânı sunar.
Faaliyetteki bir film stüdyosunda klasik filmleri izle
Her Salı gecesi, Sands Sinema Kulübü, Thames’e yürüyüş uzaklığındaki eski bir atmosferik Rotherhithe film/kostüm stüdyosunda dünyanın en iyi filmlerini sahneler.
Buraya gerçekleştirilen ziyaretler tam bir teatral serüvendir: önce konfeksiyon aletlerinin ve kıyafetlerle dolu elbise askılarının yer aldığı kostüm atölyesinden geçerek, klasik filmlerden, Fransız şiirsel gerçekçiliğine kadar sahnelenen her şeyin keyfini çıkaran dostça sinemaseverlerin doldurduğu sade sinema salonuna ulaşırsın. Giriş ücretsizdir ancak koltuk rezervasyonu yapmak için e-posta listelerine katılmalısın. Yapılan bağışları da büyük bir minnetle kabul ettiklerini hatırlatalım.
Londra’da yağmurlu bir günden korunmak için daha fazla film gösterimine ne dersin? Başkentte yıl boyunca gittikçe artan sayıda ücretsiz film festivali gerçekleşir ve bunlar şehir merkezi dışındaki büyüyen banliyö topluluklarını keşfetmek için büyük bir fırsattırlar.
Komedinin başkentinde kahkahaya doy
Londra çok uzun süredir ‘stand-up’ komedinin merkezidir. Bugünlerde asıl ilgiyi stadyum gösterileri alsa da, hesabını bilen komedi hayranları kahkahalarını Islington’ın hoş bir arka sokağındaki rahat bir yerel bar olan Camden Head’de bedavaya getirmeyi tercih ediyor.
Ücretsiz komedi gösterilerinin kalitesiyle tanınan Angel Comedy Club‘da seyircilerin kendini sınadığı gecelerden, tanınmış isimlerin yeni esprilerini denediği gösterilere kadar her şeyi bulmak mümkün. Daha fazla ücretsiz komedi gösterisi için, farklı mekânlarda seyircilerin sahne aldığı geceler sunan The Comedy Bin‘i de deneyebilirsin.