Amsterdam’daki fiyatlar popülerliğiyle doğru orantıda yükseldiği için, temelinin yumuşaklığı nedeniyle kazıklar üzerine inşa edilmiş bu şehir, yüksek fiyatlarıyla cüzdanını çevrende göreceğin simgesel binalar gibi yamultabilir. Bu nedenle daha mütevazı bütçelere sahip olanlara özel olarak, bu Hollanda başkentini para harcamadan görmek için ipuçları içeren bir liste hazırladık!
Pluk de Nacht’ta yıldızların altında ücretsiz film seyret
Pluk de Nacht’ta gösteri başlıyor. © Martin de Witte
Amsterdam’da, çoğunlukla ilkbaharın başlarından sonbaharın başlarına kadar süren dönemde pek çok ücretsiz festival bulunur ve içlerinden birini seçmek zordur. Bunlardan belki de en güzeli, her Ağustos’ta IJ Gölü’nün kıyılarında düzenlenen Pluk de Nacht Açık Hava film festivalidir.
Festival, artan popülaritesine rağmen samimi ve sıcak atmosferini korumayı başarmıştır. Yanında getireceğin bir piknik sepeti sayesinde, açık havada ilk defa büyük ekrana yansıyan bağımsız filmleri izlerken iyi bir akşam yemeği yiyebilirsin. Hollanda yazları her zaman sıcak olmayabilir, bu yüzden patlamış mısırının yanında bir battaniye getirmeyi unutma.
Kral Günü’nden birkaç gün önceki bahar günlerinde, Nieuwmarkt bölgesini az bilinen ve bir hafta süren bir yerel müzik ve yemek fuarı olan ‘Aprilfeesten’ heyecanı sarar.
Ziyaretini kış aylarında gerçekleştirsen bile ücretsiz eğlenceden mahrum kalmana gerek yok. Her Aralık’ta tam bir ay boyunca buzlu kanalları parlayan sanat eserleriyle donatan Amsterdam Light Festival düzenlenir.
Amsterdamse Bos’ta doğa yürüyüşü, piknik ve yüzme
Amsterdamse Bos’ta ağaçlıklı bir yol. © StanTheCaddy
‘Amsterdam Ormanı’ bir parktan çok daha fazlasıdır; şehrin eteklerindeki devasa, yemyeşil bir oyun alanıdır. Yaya olarak yolculuk ederek, seni tatlısu göllerine, kürek kulübüne ve keçi çiftliğine ulaştırması için ayaklarına güvenebilirsin. Patikalar boyunca karşılaşılan orman temalı sanat eserlerini kaçırmamak için gözlerini dört açmayı da unutma.
Orman senin için biraz fazla uzaksa üzülme. Samimi Flevopark’ta barbekü yapmak veya Amsterdam’ın orijinal hippi cenneti olan Vondelpark’ın açık hava sahnesinin yanı başında güneşlenmek de, benzer bir saklı bahçe hissini şehir merkezinden uzaklaşmadan yaşatmaktadır.
Rehberli bir yürüyüş turuna katıl
Oudezijds Voorburgwal kanalı şehrin en eski yerlerindendir. © Bert Kaufmann
Cep telefonuna bir şehir rehberi uygulaması indirerek de şehri keşfedebilirsin ama bu hikâyeler anlatan gerçek bir rehberin yerini tutmayacaktır. Sandeman’s New Amsterdam gibi yürüyüş turu şirketleri, yılın 365 günü ücretsiz, oldukça bilgilendirici yürüyüşler düzenlemektedir.
Sandeman’ın deneyimli rehberleri seni dar sokaklarda, kuytu avlularda ve farklı kültürlere sahip bölgelerde gezdirerek, zihnini merakla ve gerçeklerle dolduracaktır. Oraya önceden vararak, internet üzerinden yapılan rezervasyonlarda alınan 3 euro’luk rezervasyon ücretinden kaçınabilirsin.
Öğle arasında ücretsiz bir klasik müzik performansının tadını çıkar
Concertgebouw’un dış bölümü. © Bogdan Migulski
Concertgebouw’un normal klasik müzik konserlerinden birine katılmak mutlaka sana pahalıya patlayacaktır, ancak Eylül’den Haziran’a her Çarşamba öğle 12.30’daki ücretsiz 30 dakikalık seanslara katılabilirsin.
Bu ücretsiz zevk, dünyaca ünlü akustiğin yanı sıra şehrin en sevilen neoklasik dönem mimarisi ile birlikte geliyor.
Ulusal Opera ve Bale de, Eylül’den Mayıs’a her Salı öğleden sonra benzer gösteriler sunmaktadır.
Feribotta zihnini arındır
EYE Film Museum’a deniz yolculuğuyla ulaşabilirsin. © rick ligthelm
Hollanda’nın Venedik’i tabii ki suyla haşır neşir olmadan tam olarak yaşanamaz.
Sıcak bir günde seni gemiye alacak arkadaş canlısı bir Amsterdamlı bulma ihtimalin hep var, ancak etkileyiciliğin seni yarı yolda bırakırsa, Merkez İstasyonu’nun arkasındaki ücretsiz feribotlar iyi bir yedek plan olabilir.
Buikslotermeer feribotu sürekli ücretsiz bir sergisi olan EYE Film Museum’a ve Tolhuistuin’in ücretsiz bahçelerine gitmektedir.
Eğer bu kısa yolculuk, içindeki deniz yolculuğu isteğini tatmin etmeye yetmediyse, NDSM feribotuna atlayarak, 15 dakikalık özgürleştirici ve rüzgârlı bir yolculukla eskiden bir tersane olan NDSM rıhtımına gidebilirsin. Günümüzde sanatçılar ve medya şirketlerinin toplanma yeri olan bu rıhtım, şehri farklı bir açıdan görmek için harika bir noktadır.
Pazarlardaki kalabalığa karış
Noordermarkt’taki yerel ürünler. © Kotomi Yamamura
Bir kuruş bile harcamadan yerel yaşamı gözlemlemek için en harika yol, Amsterdam’daki pek çok pazardan birini ziyaret etmektir.
Buranın en bilinen pazarları popüler Waterlooplein bitpazarı, ünlü Flower Market ve çok kültürlü bir yapıya sahip Dappermarkt olsa da, en iyi atmosfere sahip olan, açık bir farkla Noordermarkt’tır.
Tarihi Jordaan bölgesinin merkezinde yer alan ve ufak ara sokaklar, sessiz kanallar ve tarihi ağaçlarla çevrili bu yemekleriyle ünlü ve nostaljik pazar, romantik arka planını en iyi şekilde yansıtan yerlerdendir.
Cumartesi günleri yerel organik ürünler ve Pazartesi günleri ikinci el giysiler sunan bu yer, bir banka kurulup, Amsterdam halkının sabah mahmurluğunu üzerinden atmasını izlemek için en ideal noktadır.
Şehir arşivlerini keşfet
Amsterdam Stadsarchief’in iç bölümü. © Effervescing Elephant
Amsterdam dünyada metrekare başına en çok müze düşen başkentlerden biri olabilir, ancak burada bulabileceğin ücretsiz bir müzeye en yakın şey, Vijzelstraat’ta muhteşem bir tuğla binaya kurulmuş Stadsarchief , yani şehir arşivleridir.
Solmuş fotoğraflar ve özel mektuplardan silik haritalara ve tarihi eserlere kadar şehrin geçmişine dair tüm bu anıların oluşturduğu koleksiyonla tarihin derinliklerine dalabilirsin.
NEMO’nun terasından şehri seyret
NEMO’nun terasına çıkan rampa. © Miradortigre
Gökdelenler az ve birbirlerine uzak olduğu için, Amsterdam’daki herhangi yüksek bir nokta sana şehirdeki hoş terasların genel bir taslağını verecektir, ancak çoğu kilise kulesinin erişim için önemli bir ücret isteyeceğini aklından çıkarma.
Güneşli bir günde, Oosterdok’un sularındaki Bilim Merkezi NEMO’nun eğimli terasından müze cenneti limanı, Merkez İstasyonu’nu ve Amsterdam’ın ünlü VOC gemilerini izlemek paha biçilemez bir deneyim.
Pacific Parc’ta partiye katıl
Pacific Parc’ta gece eğlencesi. © Keees
Burada çok sayıda harika gece kulübü ve bar bulunsa da, şehirdeki partilerin çoğu senden giriş ücreti isteyecektir.
Pacific Parc’ın her Perşembe’den Cumartesi’ye ücretsiz partileri ise buna capcanlı bir istisna. Barmenler çekici, DJ’ler Amsterdam’ın bitmez tükenmez ‘house’ müziği ortamından farklı olarak eski türde rock ve soul müziğe bağlı ve dans pisti de kimseyi yargılamayan türden.
momondo blogunda daha fazla ücretsiz şehir ipuçları bulabilirsin.
